Nötron yıldızları, Güneşimizden onlarca kat büyük bir yıldızın yaşamının sonuna geldiğinde, süpernova adı verilen şiddetli bir patlama sonrası geriye kalan çekirdeğidir.
Bu patlama sırasında yıldızın dış katmanları uzaya savrulur, çekirdeği ise kütleçekimiyle sıkışarak neredeyse tamamen nötronlardan oluşan inanılmaz derecede yoğun bir nesneye dönüşür. Bir çay kaşığı nötron yıldızı maddesinin ağırlığının tonlarca olduğu ifade edilir.
Nötron yıldızlarının çapı genellikle yaklaşık 20 kilometre civarındadır. Yani Kapaklı ile Çorlu arasındaki mesafe kadar bile değildir. Ancak içerdiği madde, Güneş’ten bile fazla olabilmektedir. Bu nedenle nötron yıldızları, evrende bilinen en yoğun cisimlerden biridir.
Bazı nötron yıldızları, inanılmaz hızlı bir şekilde döner ve güçlü manyetik alanlara sahiptir. Bu tür yıldızlara pulsar denir. Pulsarlar, kutuplarından düzenli aralıklarla radyo dalgaları ve diğer elektromanyetik dalgalar yayar. Bu ışık gösterisi, dünyadan bakıldığında bir deniz fenerinin ışığı gibi düzenli aralıklarla görünür. Bu düzenli sinyalleri gözlemleyen bilim insanları uzay-zamanın dokusu hakkında fikir yürütebilmektedirler.
Nötron yıldızları, sadece bilimsel anlamda değil, aynı zamanda insanın evrendeki yerini sorgulamasına da vesile olur. Evrenin sonsuzluğunda, böylesine olağanüstü ve yoğun yapılarla karşılaşmak, insanın aklında yeni sorular doğurur. Kısacası, nötron yıldızları bizlere evrenin ne kadar şaşırtıcı, karmaşık ve bir o kadar da büyüleyici olduğunu hatırlatır. Örneğin aslında Nötron Yıldızı olan pulsarların bazı olağanüstü davranışlarına bir bakalım.
1.Dakiklik: Pulsarlar, inanılmaz bir dakiklikle sinyal gönderirler. Öyle ki bazı pulsarlar,
kendi döngülerinde milyonda bir saniye sapma bile göstermezler. Bu düzen, saat gibi işleyen evrenin bir parçası olduklarını gösterir.
2.Enerji Patlamaları: Bazı pulsarlar, aniden enerji patlamaları (glitch) sergileyerek dönüş
hızlarında sıçramalar yaşar. Bu, içerideki kompleks fiziksel süreçlerin dışa yansımasıdır.
3.Çift Yıldızda Dans: İkili sistemlerdeki pulsarlar, bir diğer yıldızla adeta bir dans sergiler.
Bu etkileşim hem kendi hem de eş yıldızın hareketlerinde gözle görülür değişikliklere yol açar.
4.Radyo Sessizliği: Bazı pulsarlar, uzun süre radyo dalgalarını keser ve sessizliğe bürünür.
Sonra birden yeniden sinyal göndermeye başlarlar.
Burada iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
1. Voyager 2, 5 Kasım 2018'de Güneş Sistemimizden çıkıp yıldızlararası uzaya giren ilk ve tek insan yapımı uzay aracıdır.
2. Yıldızlararası uzaydan gelip Güneş Sistemimize giren tespit edebildiğimiz 3 gök cismi mevcut olup, üçüncüsü halen güneş sistemimizde yoluna devam eden 3I/ATLAS gökcismidir.
Bugün, milyonlarca yıl uzaklıktaki gökcisimlerini, sadece kütle çekimi ve ışık spektrumu bilgilerimiz ve olanaklarımızla izleyebildiğimizi düşününce, uzayla ilgili bilgi seviyemizin henüz ateşi yeni keşfetmiş toplum seviyesinde olduğumuzu düşünüyorum. Bu anlamda karamsar değil keşfedeceğimiz çok şeyin bizi beklediği için kendimizi çok şanslı görüyorum.

