Davut Aktürk
Tüm Makaleleri
Karadeniz’in kıraç topraklarında dünyaya gelmiştir. Eğitim-öğretim hayatının büyük bir kısmı Samsun’da geçmiş olup, evli ve iki çocuk babasıdır. Çalışma hayatına küçük yaşlarda başlamış; bir dönem kamuda öğretmenlik yapmıştır. Ayrıca çeşitli özel sektörlerde de görevlerde bulunmuştur.
Kalemini rüzgarın serinliğiyle ıslatıp satırlarına asi ruhunu işleyen bir karakterdir. Toprağın kokusunu bilen, geçmişin izini süren ve bugünü cesurca sorgulayan bir kişiliğe sahiptir.
“Kuzeyin Rüzgarı” mahlasıyla yazdığı ve yazacağı yazılar, yalnızca bir köşe yazısından ibaret değildir. O, bir milletin vicdanında yankı bulan sessiz çığlıkları kaleme alır. Her yazısında bir ahlak dersi, topluma yönelik anlamlı bir mesaj gizlidir.
Kaleminde asla kavga ya da kin yoktur; fakat sevdayla yoğrulmuş bir millete umut taşıyan cümleler vardır. “Kuzeyin Rüzgarı”, vicdanın dili, o rüzgarın sesidir.
Kalemini rüzgarın serinliğiyle ıslatıp satırlarına asi ruhunu işleyen bir karakterdir. Toprağın kokusunu bilen, geçmişin izini süren ve bugünü cesurca sorgulayan bir kişiliğe sahiptir.
“Kuzeyin Rüzgarı” mahlasıyla yazdığı ve yazacağı yazılar, yalnızca bir köşe yazısından ibaret değildir. O, bir milletin vicdanında yankı bulan sessiz çığlıkları kaleme alır. Her yazısında bir ahlak dersi, topluma yönelik anlamlı bir mesaj gizlidir.
Kaleminde asla kavga ya da kin yoktur; fakat sevdayla yoğrulmuş bir millete umut taşıyan cümleler vardır. “Kuzeyin Rüzgarı”, vicdanın dili, o rüzgarın sesidir.
“Toprağın sessiz mucizesi”
Gökyüzündeki hareketlilik gözlerden kaçmıyordu. Bulutlar birbirleriyle yarış halinde hazırlıklara başlamışlardı. Vakit öğle sonu, saat 14.00 civarı olsa da, sanırsın akşam olmuş gibi gökyüzü kararmış...
“Yapraklar dökülürken”
Gündüzleri kendini nadiren hissettirmiş olsa da güneş ufuktan batıp akşam olunca sonbahar iyiden iyiye hissediliyordu. Zaman o kadar hızlı akıyordu ki neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar eylül bitece...
“Dut ağacının gölgesinde bir veda”
Vakit öğleni çoktan geçmişti… Ağacın gölgesinde öylesine derin sohbetlere dalmışız ki vakit, su misali önümüzde akıp gidiyordu. Rüzgâr hafif hafif esiyor, dut ağacının dallarının hışırtısı iyiden iyiy...
Eylül’ün sessizliği
Dilimize pelesenk olan bir şarkı var ya; “Eylül’de gel demiştim sana, gelmedin. Kaç Eylül geçti aradan, dönmedin… Aylardan Eylül’dü. Evde koltukta öylece uyuyakalmıştım. O esnada telefonum çaldı. Uyku...
Yalnızlığın ve empatinin resmi
İşlerim dolayısıyla yolum, huzur evinin olduğu kasabaya düşmüştü. Ben de hazır buraya gelmişken, çat kapı Sabri abiye bir uğrayayım dedim.
“Paylaşmayı unutan dünyada empati”
Kıymetli okurlarım, mevsim geçişlerinden mi, yoksa havanın bir ısınıp bir soğumasından mı bilinmez… Belki de geçen hafta çok yoğun ve tempolu geçtiğinden midir, bugünlerde bünyemde bir yorgunluk, bir...
“Zamanın kalbe bağlı zinciri”
Sayılı gün çabuk geçti… Bayram artık bitmişti. Şehir, yeniden eski günlerine dönmeye başlamıştı. Caddeler, sokaklar kalabalıktı. Mahalle Çay Ocağı’nın oradan geçerken, samimi dostluklar kurduğum Refer...
“Köstekli Saatin Tik Tak’ında Kırılan Yıllar”
O dut ağacının gölgesinde ne kadar süre kaldım farkında bile değilim. Yılların hesabını veren bir vicdan gibi susmuştum; gözlerim kapalı ama kalbim açıktı. Farkında olmadan derin hülyalara daldım. Ağa...
Bir Dut Ağacının Gölgesinde
Kıymetli Okurlarımız, Bu hafta sizlere huzurevinin mutfağından, güvenliğinden, her gün çeşit çeşit mis gibi yemeklerinden, günlük değişen yatak örtülerinden... Kısacası, Sabri abinin ne tür temiz ve...
Trend Haberler
Yapılan köprü neden bu kadar eleştirildi, yanlış olan ne?
Hastaneye giden 70 No’lu hattın sefer saatleri belli oldu
Trakya’da iki ilçe il olmaya aday
Kapaklı’da görev yapan öğretmen vefat etti
Çerkezköy’de ücretli park uygulaması hayata geçti
Resim yarışmasında il birincisi Kapaklı’dan
