Tek dişi kalan canavar, asla medeniyet değildir. Emperyalizmin ta kendisidir. Emperyalizm, ülkeleri her zaman tankla ve topla işgal etmez. Emperyalizm özellikle toplumsal bilinci zayıf toplumlarda, satın aldığı kalemler başta olmak üzere, yıllar içerisinde o ülkenin tüm kurumlarına, siyaset dünyasına, hatta spor ve magazin dünyasına sızan elemanları sayesinde, doğruluk abidesi haline getirilen cinlerini, günü geldiğinde sandıktan çıkarabilen tek dişi kalmış canavardır.
Ulusların tarih boyunca karşılaştığı en büyük sınavlardan biri, iç dinamiklerinden ziyade dış müdahalelerle şekillenen yönetim değişiklikleridir. Özellikle ülkenin toprak bütünlüğü, laik ve demokratik hukuk devleti ilkeleri, bu tür müdahalelerin hedefinde yer alabilmektedir. Uluslararası projelerle tasarlanmış siyasi iktidarların, ulusal egemenlik ve toplumsal barış açısından ciddi tehditler oluşturabileceğini düşünüyorum.
Uluslararası Projelerin Dinamikleri
Küreselleşen dünyada, uluslararası kuruluşlar, hükümet dışı örgütler ve çeşitli yabancı devletler, kimi zaman kendi çıkarlarını maksimize etmek amacıyla başka ülkelerin siyasal yapılarına müdahil olabilmektedir. Bu müdahaleler, finansal destekten medya manipülasyonuna, siyasi danışmanlıktan doğrudan lobi faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazede gerçekleşebilir. Dış destekle güç kazanan yönetimlerin, ulusal çıkarlar yerine, bu projeleri fonlayan aktörlerin önceliklerine hizmet etme riski sanırım her zaman mevcuttur.
Toprak Bütünlüğüne Yönelik Tehditler
Bir ülkenin toprak bütünlüğü, ulusal kimliğin ve egemenliğin temel taşıdır. Uluslararası projelerle desteklenen yönetimler, çoğu zaman ülkenin demografik, coğrafi ya da idari yapısında değişiklikler öngören, dış kaynaklı planların savunucusu olabilir. Bu tür yönetimlerin, azınlık hakları, özerklik talepleri ya da federatif yapılar gibi konuları uluslararası gündemin öncelikli maddesi haline getirmeleri, ülkenin üniter yapısını zedeleyebilir. Sonuç olarak, toprak bütünlüğünü tehdit eden gelişmeler, uzun vadede etnik ve bölgesel ayrışmalara, hatta çatışmalara yol açabilir.
Laik ve Demokratik Hukuk Devletinin Erozyonu
Laiklik ve demokratik hukuk devleti, modern toplumların çoğulcu ve özgürlükçü yapısının teminatıdır. Uluslararası projelerle şekillendirilen yönetimler, bazen bu ilkeleri zayıflatacak anayasal ve yasal değişikliklere öncülük edebilir. Özellikle dış finansmanla ayakta duran iktidarların, toplumun laik yapısını bozacak şekilde dini ya da mezhepsel ayrışmayı körüklemesi, demokratik kurumları işlevsizleştirmesi veya yargı bağımsızlığını zedelemesi, toplumsal huzur için ciddi riskler doğurur. Ayrıca, ifade özgürlüğünün ve basın hürriyetinin kısıtlanması, demokratik katılımı zayıflatırken, hukukun üstünlüğünün gölgelenmesine sebep olur.
Sonuç ve Değerlendirme
Bir ülkenin siyasi iradesi, yalnızca kendi halkının hür iradesiyle biçimlenmelidir. Uluslararası projelerle iktidara gelen yönetimlerin, ülkenin toprak bütünlüğü ve laik, demokratik hukuk devletine zarar verme potansiyeli göz ardı edilmemelidir. Sürdürülebilir bir barış ve adil bir toplum yapısı için, dış müdahalelere karşı uyanık olmak, ulusal egemenliği koruyan mekanizmalar geliştirmek ve toplumsal bilinci güçlendirmek büyük önem taşır.
Bu arada Kapaklı Belediyemizin bir ilke attığı imzayı da sizlerle paylaşmak isterim.
Evet belediyemiz, 870 milyonu aşan borç yüküyle maaş ödeyemez, hizmet veremez bir hale gelmiş olması yetmezmiş gibi sosyal tesislerinde kaçak su kullanan belediye olarak, bir ilke de imza atmıştır.
Haftaya belediyemizin bu kadarda olur mu? dedirten haberiyle buluşmak dileğiyle…