El Salvador’da yasaklanan “tas kafa” saç modeli, Türkiye’de de gangster kültürünün simgesi haline geliyor.
İnsanlık tarihi boyunca semboller, işaretler, giyim tarzları ve saç modelleri yalnızca estetik bir tercih olmaktan çok daha fazlası oldu. Adolf Hitler’in bıyığı nasıl bir dönemin karanlık yüzünü simgelediyse, “Hilal bıyık” Türkiye’de milliyetçi hareketin bir işareti, “barış işareti” hippie kültürünün sesi, yeşil bere Che Guevara ile devrimci mücadelenin simgesi haline geldi. Yani görünüşümüz, aslında kimliğimizin dışa vurumu oldu.
Bu durum, bireylerin kendini bir gruba ait hissetme ihtiyacından kaynaklanıyor. İnsan, yalnız kalmak istemez; bir yere ait olmak, bir grubun parçası olmak ister. Dövmeden saç modeline, kıyafetten el hareketine kadar her şey, bu aidiyet arayışının birer göstergesi haline gelir. Ancak bu durum, zaman zaman masum bir tercih olmaktan çıkarak toplumsal sorunların tetikleyicisi haline de gelebilir.
EL SALVADOR’UN “EDGAR” KARARI
Son dönemde bu tartışmanın merkezinde El Salvador var. Başkan Nayib Bukele, ülkede gençler arasında popülerleşen ve Türkiye’de “tas kafa” olarak bilinen saç kesimini yasakladı. “Edgar” adıyla bilinen bu modelin, özellikle çete kültürü ve gangster yaşam tarzıyla ilişkilendirilmesi üzerine, devlet okullarında bu kesime izin verilmedi. Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin “düzgün saç kesimi, temiz üniforma ve doğru kişisel bakım” ile okula gelmesi gerektiğini açıkladı.
Bu karar, sadece bir saç modeliyle ilgili değil; aslında devletin gençlerin üzerinde kontrol sağlama ve toplumsal düzeni koruma çabasının bir yansıması. Çünkü El Salvador’da çeteler, yalnızca bir suç unsuru değil; aynı zamanda bir kültür ve yaşam biçimi haline gelmiş durumda.
“TÜRKİYE’DE “TAS KAFA” VE Z KUŞAĞI
Türkiye’de ise benzer bir saç modeli genç erkekler arasında giderek yayılıyor. Sosyal medyanın etkisiyle popülerleşen bu tarz, birçok genç için “cool” görünmenin, kendini farklı hissetmenin bir yolu haline geldi. Ancak sorun şu ki; bu model yalnızca estetik bir tercih olarak kalmıyor, aynı zamanda “gangster kültürü” ile özdeşleştiriliyor.
Bugünlerde suç haberlerine bakıldığında, bu kesime sahip gençlerin sıklıkla karşımıza çıkması tesadüf değil. Elbette her tas kafalı gencin suçlu olduğunu söylemek haksızlık olur; ancak toplumun zihninde bu kesim ile şiddet, suç ve kötü alışkanlıklar arasında bir bağ kurulmuş durumda.
SOSYAL MEDYA VE SUÇU TAKLİT ETME KÜLTÜRÜ
Asıl tehlike ise sosyal medyada yatıyor. Gençler, TikTok ve Instagram gibi platformlarda gördükleri “kabadayı” figürlerinden etkileniyor, onların saç stilini, giyinişini, hatta konuşma tarzını taklit ediyor. Bu da yozlaşmanın önünü açıyor. Kültür, sanat ya da bilim insanı yerine suça bulaşmış kişilerin rol model haline gelmesi, gençliğin geleceğini karartıyor.
ÇÖZÜM YASAK MI? DOĞRU ROL MODEL ÜRETMEK Mİ?
Burada kritik soru şu: Bir saç modelini yasaklamak çözüm mü? El Salvador’un attığı adım kısa vadede sonuç verse bile uzun vadede gençlerin aidiyet ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Yasaklanan her sembol, başka bir biçimde yeniden ortaya çıkar. Dolayısıyla çözüm yasakta değil, gençlere doğru rol modeller sunmakta, sosyal medyanın etkilerini dengeleyecek eğitim ve kültürel politikalar üretmekte yatıyor.
Türkiye’de de gençlerin gangster özentisi yerine, üretkenlik, yaratıcılık ve başarıyla özdeşleşen sembollerle yetişmesi gerekiyor. Çünkü bir toplumun geleceği, gençlerinin hangi saç modeline sahip olduğundan değil, hangi değerlere sarıldığına bağlıdır.