Marmaraereğlisi’nde oynanan amatör maç, tribün şiddeti ve sportmenlik dışı olaylarla futbolun değil utancın konuşulduğu bir güne dönüştü.
21 Aralık Pazar günü Marmaraereğlisi’nde oynanan Taşkıranlar Kapaklı 59 Spor Kulübü – Marmaraereğlisi Belediye Spor Kulübü karşılaşması, sahadaki futbolundan çok tribünlerde yaşanan utanç verici olaylarla hafızalara kazındı. Liderlik mücadelesi veren iki takımın karşılaşması, daha 3’üncü dakikada ev sahibi ekibin bulduğu golle heyecan kazanmışken, futbolun önüne geçen çirkinlikler ne yazık ki amatör sporun nasıl kirletildiğini bir kez daha gösterdi.
Maçın ilerleyen dakikalarında Taşkıranlar’ın baskısını artırmasıyla birlikte Marmaraereğlisi tribünlerinin tavrı da değişti. Futbolculara yönelik sözlü hakaretler, küfürler ve aşağılayıcı söylemler dakikalar geçtikçe dozunu artırdı. Ev sahibi olmanın verdiği rahatlıkla yapılan bu davranışlar, rekabeti aşarak açık bir düşmanlığa dönüştü. Amatör liglerde sıkça gördüğümüz bu manzara artık “alışıldık” diyerek geçiştirilemeyecek kadar tehlikeli bir noktaya ulaştı.
Olayların en vahim noktası ise deplasman yedek kulübesinin arkasına geçen bazı taraftarların Taşkıranlar oyuncularına ve teknik ekibine yönelik sistematik tahrikleri oldu. Hakaretler, tehditkâr söylemler ve provoke edici hareketler, polis müdahalesini zorunlu hale getirdi.
Sahaya atılan toplar, yakılan ve sahaya fırlatılan meşaleler, maçın oynanmasını engellemeye yönelik açık girişimlerdir. Buna “deplasman zor” demek, yapılanları normalleştirmekten başka bir işe yaramaz. Futbolcuya meşale atmak, taş atılması sırasında bir polis memurunun yaralanmasına sebep olmak hiçbir şartta savunulamaz. Bu, sadece rakibe değil, doğrudan futbola ve emeğe yapılan bir saldırıdır.
Henüz yeni kurulmuş Taşkıranlar Kapaklı 59 Spor Kulübü’nü hedef almak, kendini güçlü hissetmenin ucuz bir yolu olabilir. Ancak Kapaklı halkının bu tür hadsizliğe sessiz kalmayacağı da bilinmelidir. Taşkıranlar, Kapaklı’nın takımıdır ve özellikle kendi sahasında oynanan maçlarda gerçek sporseverlerin bu takımın arkasında durması bir tercih değil, sorumluluktur.
Marmaraereğlisi Belediyesi’nin tribünlerde tavuk pilav ve patlamış mısır dağıtması, spor kültürü adına olumlu bir adımdır. Belediye başkanının tribünde yer alarak takımına destek vermesi de tribün atmosferini canlı tutmuştur. Bu davranışın diğer belediye başkanlarına da örnek olamasını dileriz ancak aynı hassasiyetin yaşanan çirkin olayları engelleme noktasında gösterilmemesi ciddi bir eksikliktir. Tribünde olmak sadece alkışlamak değil, yanlışın karşısında durabilmektir.
Amatör futbol, profesyonel liglerin arka bahçesi değil; sporun özüdür. Küfürle, şiddetle, provokasyonla kirletilen her maç, geleceğin sporcularından bir parça daha koparmaktadır. Yetkililer, kulüpler ve taraftarlar artık şapkayı önüne koymalı. Aksi halde sahada top değil, utanç yuvarlanmaya devam edecektir.

