Her eğitim dönemi öncesi aynı sahne: çocuğu iyi bir okula yazdırmak için adres oyunları, belge düzenlemeleri ve göz göre göre kural ihlalleri. Peki, bu “küçük” hileler kimin hakkını gasp ediyor?

Yeni eğitim yılı yaklaşırken, yine tanıdık manzaralarla karşı karşıyayız. Kendi mahallesindeki okulu beğenmeyen bazı veliler, çocuklarını başka mahalledeki “daha iyi” bir okula yerleştirmek için, sanki yeni bir ikamet adresinde yaşıyormuş gibi belgeler düzenliyor. Gerçekte oturmadıkları adresleri göstererek çocuğunu başka bir okula kaydettirmeye çalışan bu veliler, sistemin boşluklarını kişisel çıkarları için kullanmaktan çekinmiyor.

AHLAKİ BİR SORUN

Evet, herkes çocuğunun iyi bir eğitim almasını ister. Bu, elbette en doğal hak. Ancak bu hak, başkasının hakkını çiğneyerek kazanılamaz. Çünkü siz sahte adresle çocuğunuzu başka bir okula yerleştirdiğinizde, o okulun gerçek bölgesinde yaşayan ve oraya kayıt hakkı olan başka bir çocuğun sırasını alıyorsunuz. Bu, sadece adaletsiz değil, aynı zamanda ahlaki bir sorun.

“NE OLACAK CANIM, HERKES YAPIYOR”

İlginç olan, bu durumun yasal cezası olmasına rağmen birçok velinin bu riski göze alması. Yani, hem belgeyle oynuyorsunuz, hem bir başkasının hakkını gasp ediyorsunuz, hem de yakalanırsanız para cezası veya okuldan kaydın silinmesi gibi yaptırımları göze alıyorsunuz. Buna rağmen “Ne olacak canım, herkes yapıyor” mantığı hâkim. Oysa “herkesin yapıyor olması”, yapılan şeyin doğru olduğu anlamına gelmez.

EN ÇOK ZORLANANLAR OKUL MÜDÜRLERİ

Her yıl kayıt dönemlerinde en çok zorlananlardan biri okul müdürleri. Bir yandan sahte belgeleri ayırt etmeye çalışıyorlar, diğer yandan bölgesindeki gerçek öğrencilerle ilgilenmeye çabalıyorlar. Bazı veliler öyle ısrarcı ki, hatta belgeyi tamamlayamadığı halde çocuğunu yine de o okula “emanet” etmek istiyor. Okulların eğitime hazırlanmak yerine belge sahteciliğiyle uğraşması ne kadar normal olabilir?

UZUN VADEDE HEPİMİZE ZARAR VERİYOR

Bu tür durumlarda en tehlikeli savunma şu oluyor: “Ben çocuğumun iyiliğini istiyorum.” Peki, bir başkasının çocuğu önemli değil mi? Bu iyilik, kime karşı? Adalete mi, komşuya mı, devlete mi? Kendi menfaatimiz için toplumsal düzeni hiçe saymak, uzun vadede hepimize zarar veriyor. Unutmayalım, bir sistemin gücü kuralların ne kadar sert olduğuyla değil, vatandaşların o kurallara ne kadar saygı gösterdiğiyle ölçülür.

EN BÜYÜK EĞİTİM DOĞRUYU GÖSTERMEK

Bu yazının sonunda şu soruyu sormak gerekiyor: Çocuğumu iyi bir okula göndermek isterken, hangi değeri örnek alıyorum? Emeği mi, dürüstlüğü mü, yoksa kurnazlığı mı? Unutmayalım, çocuklar sadece bizim söylediklerimizi değil, yaptıklarımızı da öğrenir. Belki de en büyük eğitim, onlara “doğruyu yaşatarak” göstermekten geçer.

- Gerçekten iyi bir okul arıyorsanız, önce kendi vicdanınıza kayıt yaptırın. Adresi orası gösterin.