Kapaklı’da yaşayan biri olarak artık her gün gördüğüm bir manzara var: kaldırım önüne park edilmiş araçlar.
Özellikle Pınar Bulvarı üzerinde yaşanan bu park sorunu, gün geçtikçe artıyor. Defalarca dile getirildi, defalarca fotoğraflandı ama maalesef değişen bir şey yok. Cumartesi sabahı yaşadığım olay ise sabrımı taşırdı.
Sabah erken saatlerde henüz trafik bile yoğunlaşmamışken, kaldırımın tam önüne park etmiş bir araçla karşılaştım. Hani neredeyse kaldırımın üzerine çıkacak kadar! Üstelik kaldırımda engelli yolu da var. Yani oradan geçmesi gereken biri, tekerlekli sandalyesiyle ya da bastonuyla bu aracı görünce ne yapacak? Elbette yola inmek zorunda kalacak.
Kapaklı’da sürücüler için park yeri bulmak gerçekten zor, bunu inkâr etmek mümkün değil. Ancak kaldırımın önüne park etmek bir çözüm değil, bir sorunun başka bir halidir. Üstelik bu davranış, yalnızca trafik düzenine değil, toplumsal saygıya da zarar veriyor.
Kaldırımlar yayalar içindir, engelli yolları ise zaten hayati bir ihtiyaçtır. O yolu kapattığınızda birinin özgürce yürüyebilme hakkını elinden alıyorsunuz. “Benim aracım sığmadı, başka yer yoktu” bahanesi, ne yazık ki geçerli değil. Çünkü bu, “Benim işim önemli, senin güvenliğin değil” demektir.
O aracı oraya park eden sürücüye sormak istiyorum:
Gerçekten başka bir yer bulamadınız mı?
Kaldırımın önünü kapatırken, oradan geçmeye çalışan bir anne, bir yaşlı, bir engelli hiç aklınıza gelmedi mi?
Bir toplumun gelişmişliği yollarının genişliğiyle değil, kaldırımlarına gösterdiği saygıyla ölçülür. Ve biz, bu sınavda sınıfta kalıyoruz.

