Şehrin kalbi, çocukların neşesi, yaşlıların nefes aldığı yerlerdir parklar. Ancak ne yazık ki son zamanlarda bu güzel alanlar, sorumsuz ve disiplinsiz davranışların merkezi haline geldi.
İsmetpaşa Mahallesi 34. Sokak’taki Hacı Mehmet Aşık Parkı da bu tabloya en acı örneklerden biri. Geceleri gençlerin uğrak noktası olan park, savaş alanını andırıyor. Boş şişeler, atılmış yiyecek paketleri, kırılmış banklar…
Sorun sadece bir parkla sınırlı değil. İlçe genelinde, her köşede benzer bir manzara karşımıza çıkıyor. Yediğini içtiğini toplamayı bilmeyen, kamu alanına saygı göstermeyen disiplinsizliğin numunesi olmuş şahıslar, toplumun ortak alanlarını kendi çöplüğü gibi kullanıyor. Özellikle okul bölgelerine yakın parklarda alkol tüketen, çevreyi kirleten ve uygunsuz davranışlar sergileyen kişiler, yalnızca çevreyi değil, çocukların değer algısını da kirletiyor. Bu kişiler, farkında olmadan geleceğin nesline kötü örnek olmanın utanç verici rolünü üstleniyor.
Parklarda düzenli denetimlerin yapılması, özellikle gece saatlerinde devriyelerin artırılması gerekiyor. Fakat yalnızca denetimle sınırlı kalmak da yeterli değil. Kuralları çiğneyenlere uygulanan cezalar, kamuoyuna açık bir şekilde duyurulmalı. Kim ne yaptı, ne ceza aldı. Toplum bilmelidir ki bu ülkenin ortak alanlarına zarar vermenin bir bedeli vardır.
Eğer yapılan yaptırımlar sessiz kalırsa, bu sorumsuz davranışlar da sessizce çoğalır. Çünkü cezayı bilmeyen insan, yanlışın sınırını da bilmez. Toplum olarak da biz, sessiz kaldıkça bu tür davranışlara zemin hazırlıyoruz. Parkları, sokakları, mahalleleri kirletenlere göz yummak; çevreye, topluma ve geleceğe ihanettir.
Eğer parklarımızı koruyamazsak, çocuklarımızı da koruyamayız. Eğer çevremizi temiz tutmayı öğrenmezsek, toplumun geleceğini kirletiriz. Artık bahaneleri bir kenara bırakmanın, hem bireysel hem kurumsal olarak sorumluluk almanın zamanı geldi.

