Tarihimizdeki Cumhuriyet Girişimleri: Meşveret Meclisi-1789, Tanzimat Fermanı veya Gülhane Hatt-ı Şerifi 03 Kasım 1839, Islahat Fermanı- 18 Şubat 1856, Birinci Meşrutiyet-23 Aralık 1876: Anayasal monarşi rejiminin ilk dönemidir. Kanun-ı Esasi’de yürütme organı padişah II. Abdülhamid, yasama organı ise Meclis-i Umumi'dir.
İkinci Meşrutiyet-24 Temmuz 1908: II. Abdülhamid 24 Temmuz 1908'de yayımladığı bir tebliğle 1876 Anayasası'nı 30 yıl sonra yeniden yürürlüğe koymak zorunda kalmıştır.
Yapılan seçimlerden sonra, çoğunluğu oluşturan İttihat ve Terakki Cemiyeti, Hüseyin Hilmi Paşa başbakanlığında Osmanlı tarihinin ilk parlamenter tabanlı hükümetini kurmuştur.
Tarihimizde ilk askeri darbe: 31 Mart Vakası,
2.Meşrutiyetin ilanı ile hemen yapılan genel seçimlerde İttihat ve Teraki Fırkası (Sonradan Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır.) iktidara gelmiştir. Başta 2.Abdulhamit olmak üzere softalar ve alaylı askerler bu durumdan hoşnutsuzdu.
13 Nisan 1909 sabahı, alaylı subay ve çavuşlar komutasındaki askerler önce kışladaki Harbiyeli komutanlarını canice katlediyor. Sonra imam ve medrese öğrencilerinden oluşan yobazlar grubu ile birleşip 7 gün boyunca, ele geçirdikleri milletvekili ve nazırlarla birlikte, sayısı hala tespit edilemeyen binlerce Harbiyeli subayı ve dönemin aydınlarını katlediyorlar.
Katliamlarını ‘Padişahım sen çok yaşa’ ve ‘Kafirlerin katli vaciptir’ sloganları ile yapıyorlar.
Bugün ise ‘Hilafet istiyoruz.’ ve ‘Kahrolsun kafirler’ sloganlarını alenen atarak, pavyonlara kadar ‘tebliğ’ yapılması hususunda gerekli önlemlerin alınmamasını ‘Nasılsa iktidar arkamızda’ diye düşünüp, muhtemel ikinci 31 Mart vakasının vahşetinin boyutlarını bence düşünün derim.
Selânik, Yüzbaşı İsmail’in ilettiği telgraf ile darbeden haberdar olmuş ve Makedonya şehirlerinde büyük öfkeye sebep olmuştur.
14 Nisan günü Hüsnü Paşa komutasındaki kuvvetler harekata geçer. Kurmay Başkanlığına da Kolağası Mustafa Kemal Bey(Atatürk) atanmıştır. Mustafa Kemal Bey, Selânik’ten İstanbul’a haraket eden orduya “Harekât Ordusu” adını vermiştir. Harekât Ordusu, 24 Nisan gecesi İstanbul’a, 27 Nisan'da da saraya girerek kontrolü sağlamıştır.
27 Nisan’da toplanan meclis, Abdülhamit'in hilafet ve tahttan indirilmesine, yerine Veliaht Mehmet Reşat Efendi’nin getirilmesine ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edilmesine oy birliği ile karar verir. Yargılamalar sonunda ne yazık ki, binlerce insanı katleden canilerden sadece 70 kişinin idamına, 420 kişinin 6 aydan başlayan çeşitli hapis, cezalarına karar verilmiştir.
Tarihimizde İlelebet yaşayacak Cumhuriyetimizin ilanı: Türkiye Cumhuriyeti
Cumhuriyetin ilanı, aslında Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaçlayan Atatürk’ün, 1907 yılından beri planladığı devrimlerin öncüsüdür. Diğer yenileşme ve reformların da önünü açan siyasal bir devrimdir.
Cumhuriyete giden yolda en büyük engellerden biri, eski düzenin savunuculuğunu yapan geleneksel yapının direnciydi. Toplumsal hafızada köklü bir biçimde yer etmiş olan otoriteye bağlılık, yeniliklere karşı temkinli ve bazen de düşmanca bir tutumun ortaya çıkmasına neden oldu.
Bu direnç iç ayaklanmalar ile cephelerde kaybetmişti. Son çare olarak mecliste, sarıklılar ve fesliler grubu olarak direnmeye devam edince…
Mustafa Kemal her iki grubun lider kadrosunu 29 Ekim 1923’te toplar ve masanın üstüne çıkar. ‘Beyler bugün Cumhuriyet ilan edilecek, ancak görüyorum ki bazı kelleler gidecek. Gidebilirsiniz!’ der ve meclis salonuna geçip oturumu açar. Oybirliği ile Cumhuriyet ilan edilir.
Sarıklı ve fesli grupların direnişlerini çok partili hayata geçişle, önce Demokrat Parti sonra ise devamı anlayıştaki partilerde bugün dahi görmemiz sanırım mümkün. Örtülü söylemlerini ve algı operasyonlarını yeter ki doğru kaynaklardan edindiğimiz bilgiler ışığında SORGULAYALIM.