Edep yahu!

Neymiş, fakirlikmiş, sıkıntıymış, yoksullukmuş, işsizlikmiş... Falanmış filanmış! Öfkeyi, doyumsuzluğu en pratik yoldan dışa vurma şekli olmuş küfür... Çünkü kimse sarf ettiği sözün sorumlusu olmuyor.

Her erkek, bir başkasıyla kavga ederken rahatça ‘‘ana-avrat- kız-kısrak’’ küfür eder ve ettiği küfürler kendisine iade edildiği zaman çıldıracak hale gelirler.

Yani, sonuçta edilen küfür gene kadınlaradır.Vasat erkekler, kendi annelerinin de kadın olduğunu hiç düşünmezler mi?Şu an Türkçemiz trajikomik bir durumdadır.Biz millet olarak, Türkçeyi linç etmekteyiz.Biz millet olarak Türkçeyi küfürleştirmekteyiz.

”Küfür acizliktir! Küfür ahlaksızlık, terbiye eksikliğidir”.

Her alandaki yozlaşma, ancak sağlıklı bir uzlaşmayla engellenebilir!... Yani bütün mesele iletişim!... "Ağaç yaşken eğilir" misali, insanları çocukken edep ve hayâya alıştırmalıyız.

Evet, güzel Türkçemiz, sevgi dili, saygı dili haline getirilmedikçe, bu millet küfürbaz olacaktır.

Bu millet; “özür dilerim, nasılsın, bir sorunun mu var, selamun aleyküm, günaydın, merhaba” demedikçe Türkçeye ihanet etmeye devam edecektir.

Artık bu soruna acilen el atmanın zamanı geldi; hatta geçiyor. Kimse kimseyi kınamasın, üzmesin!...

Bu konuda kentlerin işlek cadde ve sokaklarına bilbordlara, raketlere: “küfür etme, ettirme”, “dikkat toplumdasınız, anne ve bacılarınız rahatsız oluyor”,  “küfürsüz hava sahası” … yazılı afişler asılmalı. Bu, el ilanlarıyla ve afişlerle herkese duyurulmalı herkesten destek alınmalıdır...