Kapaklı Gazetesi - Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 26 Temmuz 1922'de başlayan ve 30 Ağustos'ta zaferle taçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin 100. yıl dönümü, Kapaklı’da coşkuyla kutlandı.

ATATÜRK ANITI'NA ÇELENK SUNULDU

Kapaklı’daki kutlamalar, saat 10.00’da Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı. Törende saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kapaklı Kaymakamı Bayram Sağır ve Kapaklı Belediye Başkanı Mustafa Çetin tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu.

"TARİHTE EŞİNE AZ RASTLANIR BİR ZAFER KAZANILDI"

Törende günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Jandarma Astsubay Çavuş Oktay Oktay yaptı. Konuşmasında büyük zaferin 100. Yıl dönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşadığımızı belirten Oktay, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 100’üncü yılını ulusça kutlamamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz." dedi.

Oktay konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: "Asil Türk Milleti, kahraman Türk Ordusuyla birlikte, varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 100 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle, yeniden dirilerek, topyekün bir varoluş varoluş mücadelesi onucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır.  Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir.

1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda birinci dünya savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütakeresi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.

İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınlarımıza, yaşlılarımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zülüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak Ya İstiklal Ya Ölüm parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. 

Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi’nde hedefimize ulaşmaya müktedir olduğumuzu milletimizin istikbali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştık. 

Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığı altında Türk Kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5 – 6 ayda geçilmez dediği Afyon Mevzileri 3 günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti bu büyük zafer ile düşmana son darbede vuruldu. Ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü.

Dünya tarihçileri büyük taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır. Türkler Mohaç Meydan Muhaberesiyle yüzyıllar sonra yine sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar. Bu muharebelerde Türk Ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli hususta günün şartlarında bir ordunun, 10 günde 500km’lik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir. 

20 Ağustos’un gerçek anlam ve önemini Büyük Zafer’in ikinci yıldönümünde Dumlupınar’ın Çal Tepesi’nde yapılan törende Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz. “hiç şüphe etmelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetinin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.” Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla kültürleriyle kısacası bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.

İsimsiz park alanına Şehit Yalçın Gürbüz Parkı ismi verildi İsimsiz park alanına Şehit Yalçın Gürbüz Parkı ismi verildi

İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbın, kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk oluşu bu meydanında Ulu Önderinin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk Tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğunu gözlenmektedir. 

Bu zaferle, Türk Ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe Türk’ün İstiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnızca askeriyle değil, milletiyle topyekün olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır. Bu kutsal ve tarihi bit gün vesilesiyle ulusça başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve aziz şahitlerimizi rahmetle anıyor. Hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımı sunuyorum."

TEBRİKAT TÖRENİ İLE SONA ERDİ

Oktay’ın konuşmasının ardından Atatürk Anıtı’ndaki tören sona erdi. Saat 10.30’da ise Kapaklı Kaymakamı Bayram Sağır’ın makamında tebrikat töreni yapılarak kutlama programı sona erdi.