Kapaklı Gazetesi - Ayasofya’nın camii olması ile ilgili açıklama yapan MHP Kapaklı İlçe Başkanı Çağlar Bütün, ‘’ Yunanistan haddini bilmeli bundan 567 yıl önce cami olan Ayasofya’yı kilise olarak görmekten vazgeçmeli, öncelikle de haddini bilmelidir.’’ dedi.

Ayasofya’nın camiye dönüş süreci hakkında bilgi veren Bütün, ‘’Fetih sembolümüz olmakla birlikte, 567 yıllık bir geçmişin itibar, inanç ve onuru olan Ayasofya'nın 24 Kasım 1934'de müzeye dönüştürülmesini müteakip alev alan tartışmalar bugüne kadar uzanan bir seyir izlemişti. Bunun üzerine yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Ayasofya Camisi, Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmiş, böylelikle ibadete açılmasının önünde hiçbir mani hal ve engel kalmamıştı. Ayasofya'nın kapıları hamdolsun ardına kadar açılarak tertemiz alınların secdeyle buluşması sağlanmıştır. Nitekim 24 Temmuz 2020 tarihi bir gün olarak tezahür etmiştir. İnanç haklarımızı, egemenlik kazanımlarımızı tahrip ve taciz etmek maksadıyla kuyruğa giren ülkeler, odaklar ve husumetle beslenen çevreler kaybetmiştir. İrade milletin, karar hukukundur.’’ ifadelerini kullandı.

‘’AYASOFYA TÜRK MİLLETİNİN FERASETİNE BORÇLUDUR’’

Ayasofya’nın camii yapılacağı haberinin ardından yurtdışından gelen tepkileri sıralayan İlçe Başkanı Çağlar Bütün, ‘’Danıştay 10. Dairesinin kararıyla müzeden camiye dönüştürülmesi kararı sonrası Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis "Aklım İstanbul'da. Ayasofya'yı düşünüyorum ve çok acı çekiyorum" ifadelerini kullanmış, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki Ayasofya'nın müzeden camiye dönüştürülmesi kararını "derin üzüntüyle" karşıladığını açıklamış, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell kararı “üzüntü ve esef verici” olarak niteleyip kınamış. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Karar sonrasındaki açıklamasında “hayal kırıklığına uğradıklarını” söylemiş. Rus Ortodoks Kilisesi lideri Patrik Kirill, "Kutsal Ayasofya'ya yönelik tehdit tüm Hristiyanlık medeniyeti için, dolayısıyla tarihimiz ve maneviyatımız için bir tehlikedir" ifadesini kullanmıştı.

Kendi tarihlerinden bu kadar uzak, bu kadar balık hafıza hasleti gösteren medeniyetsizler, Osmanlı sonrası camileri ahırlara çevirmiş, İslam Coğrafyası Endülüs İspanya tarafından camileri yerle yeksan edilmiş, gittikleri her yerde sömürdükleri milletlerin dil ve dinlerini değiştirmiş bu medeniyetsizlerden elbette Türkiye akıl alacak değildir. Ayasofya bugün ayakta duruyorsa Fatih Sultan Mehmet Han başta olmak üzere tüm Osmanlı Padişahlarına ve Türk Milletinin ferasetine borçludur. Osmanlı Devleti kurulduktan sonra fethettiği bölgelerdeki halkın dinine karışmamış, bu yüzden İstanbul’da başta Grandük Notaras olmak üzere birçok Bizanslı kiliselerin birleşerek şehrin Latin işgaline geçmesi yerine Türk hakimiyetini tercih etmiştir. Grandük Notaras Bizanslılar'ın duygularını "Şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim" diye en veciz biçimde ifade etmişti.’’ şeklinde konuştu.

‘’EGE DENİZİNİN SOĞUĞUNU UNUTTUKLARI BELLİ’’

Yunanistan’ın Ayasofya üzerinden gerçekleştirdiği ırkçı söylemlere de değinen Bütün, ‘’Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan, abilerinden aldıkları gazla hareket edip daha önce AP meclis kürsüsünde Irkçı Yunan Milletvekili Loannis Lagos Şanlı bayrağımıza saldırıda bulunmuş, dün Yunan Hükümetinin ve Parlamento üyelerinin hasmane beyanatlarla halkı kışkırtmışlar ve şanlı bayrağımızın Selanik’te yakılmasına alenen izin verilmişti. Avrupa’nın şımarık çocuğu bundan 98 yıl önce bir Eylül ayında Atalarının Ege Denizinin soğuğunu unuttukları belli olmaktadır. Yunanlılar ders almak istiyorsa ya karanlık geçmişine ya da işgalci dedelerinin acıklı akıbetine bakmalıdır. Türkiye’de kayıtlı aktif avcı sayısı 275bin iken Yunanistan’da kayıtlı asker sayısı 156 bin’dir. Yunanistan haddini bilmeli bundan 567 yıl önce cami olan Ayasofya’yı kilise olarak görmekten vazgeçmeli, öncelikle de haddini bilmelidir. Mithat Cemal Kuntay’ın “Bayrağı bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğrunda ölen varsa vatandır.” Mısralarını kendine düstur edinmiş bir milletin sabrı mukaddes saydığı bayrağıyla sınanmamalıdır. Akıbetine katlanamayacağı davranışlarda bulunmamalıdır.’’ Diyerek açıklamasını noktaladı.