Kapaklı Gazetesi - Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAY-DER) Başkanı Muhammed Gömük, ‘’Devletimizin bölünmez bütünlüğünün teminatı olan Anayasa Mahkemesi’nin, terör bildirisine imza atan –sözde- akademisyenler hakkında vermiş olduğu kararı kınıyoruz.’’ dedi.

Anayasa Mahkemesi, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" olarak adlandırılan metne imza atan 9 akademisyenin, "terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırıldıkları" gerekçesiyle yaptıkları bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi. İhlalin ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine hükmedildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan TAY-DER Başkanı Muhammed Gömük, dernek olarak Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını haksız bulduklarını ve kınadıklarını dile getirdi.

Dernek Başkanı Gömük tarafından yayınlanan bildiride şu ifadeler yer aldı; 

‘’Adını “Barış Akademisyenleri” olarak adlandırılan grup, kendilerine verdikleri isim itibariyle de kötü niyetlerini sergilemişlerdir. Kamuoyunun da malumu olduğu üzere barış iki devlet arasında olur. Ancak bu grup, 9 il 16 ilçede “özyönetim” kararı alan hain bölücü terör örgütü ile devletimiz arasında “barış” yapılması amacıyla terör örgütü propagandası yapan, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama, halkı kin ve düşmanlığa sevk etme suçlarını barındıran bildiriye imza atmışlardır. Ülkemizin en büyük sorunu olan terör eylemlerinin ve terör örgütlerinin devletimize yaşattıkları ülkemizdeki vatandaşların sadece çoğunluğu tarafından değil, her bir vatandaşımız tarafından kabul görmektedir. Terörle mücadele kapsamında yıllardır gazilerimiz olmakta, şehit vermekteyiz. Böyle bir mücadelenin içerisindeyken, devleti, halka karşı kışkırtan adına da “barış” koyan bir bildiriye imza atan insanların ifade özgürlüğünden bahsedilemez.

Söz konusu bildirinin içeriğinde, Anayasa Mahkemesinin de gerekçeli kararında belirttiği gibi “belirli bir perspektiften ve tek yanlı hazırlandığı, abartılı yorumlar içerdiği, güvenlik güçlerine karşı incitici ve saldırgan bazı ifadeler” bulunduğu apaçık ortadır. Bu söz konusu ifadeler  "... Bu kasıtlı ve planlı kıyım ...", "... Devletin … tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini ...", "... Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini ...", " gibi içerikler mevcutken hak ihlalinden bahsedilmesini derneğimizce kabul etmiyoruz.

Bu bildiri açıkça suç içermektedir. Anayasa Mahkemesi kıymetli üyeleri de karşı oy gerekçesinde “Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'nin 5. maddesinin de "doğrudan veya dolaylı yollardan terör suçunun işlenmesi tehlikesine yol açacak bir mesajın (terör suçunun işlenmesi için alenen teşviğin) kamuoyuna yayılmasının ceza yaptırımına bağlanabileceğini” belirtmiş, bildiride bulunan "... Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını ... fiilen açlığa ve susuzluğa mahkum etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak ... hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir ..." maddelerini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir.

Bir düşünceyi değerlendirmek için mutlaka aynı fikirde olmamak gerekse de, değerlendirme aşamasında –özellikle terör gibi devletimiz ve vatandaşımız için en büyük tehlikeyken- ifade özgürlüğü kapsamında hak ihlalinin mevcudiyeti şehitlerimize ve gazilerimize yapılmış saygısızlıktır. 

Ne bu bildiriyi kabul ne de Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararını kabul ediyoruz. Terörle anlaşmaya varılmaya çalışılan, içerisinde barış kelimesinin geçtiği hiçbir bildiri ne devletimizce ne de derneğimizce kabul görmemektedir, görmeyecektir.

Yıllardır süren mücadeleler varken, devletimiz bu konuda tüm varını yoğunu ortaya koymuş, vatandaşımızın yanındayken gerçek dışı ifadelerle, yapılan mücadeleleri saf dışı bırakmak ne bir “akademisyen”e yakışır ne de bir vatandaşımıza.

Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği olarak,  bu dernek kurulduğu tarihten itibaren milli birliğimiz ve beraberliğimize yönelen her tür tehdide karşı hukuk önünde hesap sormaktadır. Bu hesap, terörün kendisine olduğu gibi, terörü destekleyen, bu uğurda ülkemizi karalayan, devlet ve vatandaş arasına girip ayrılık yaratmaya çalışan herkes için geçerlidir.

Kamuoyuna ve necip Türk milletimize saygıyla duyurulur.’’