Kapaklı Gazetesi -Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu; “Yapılan her iyi şeyi tebrik etmek boynumuzun borcu. Ama o paranın her bir kuruşunun nereye harcanacağını, hangi günahlarınızı örtmek için bu vatandaşın hakkını çarçur edeceğinizi de tek tek soracağız. Şunu da unutmayın. Bu toprağın üstü de altı da, size oy versin vermesin öz be öz 83 milyonun hakkı. Babanızın malı değil. Siz de babanızın malının değil bu halkın helal sermayesinin üzerinde oturuyorsunuz” dedi.

Gelecek Partisi Genel başkanı Ahmet Davutoğlu, Tekirdağ’da partisinin 1. Olağan Kongresi’ne katıldı. Burada partililere ve Tekirdağlılara seslenen Davutoğlu; “Sözlerimin başında, Gelecek Partisi’ni ilk konuşmaya başladığımız, çıktığımız bu zorlu yola ilk niyetlendiğimiz andan itibaren yanımızda olan sevgili Tekirdağlılara gönülden teşekkür etmek istiyorum. Çerkezköy'ü, Çorlu'yu, Ergene'yi, Hayrabolu'yu, Kapaklı'yı, Malkara'yı, Muratlı'yı, Saray'ı, Süleymanpaşa'yı, Şarköy'ü yürekten selamlıyorum. Tarihimiz içinde Tekirdağ'ın yeri ayrı” dedi.

“TEKİRDAĞ BİR İLKİN ADIDIR”

Konuşmasına şu sözlerle devam eden Davutoğlu; “Evliya Çelebi “Anadolu Yörükleri’nin Rumeli’ye ilk geçtiği yer” der ya, işte Tekirdağ bir ilkin, bir yürüyüşe başlamanın, bir yola çıkmanın, arkaya bakmadan ufka ilerlemenin adıdır bizim için. Tekirdağ, bizim Anadolu'dan Avrupa'ya geçişimizin, Balkanlara adım atışımızın mekanı. Hem arkaya bakmadan yürümenin, fethe ulaşmanın, ilerlemenin hem de zora düşüldüğünde, balkanlar elden gittiğinde, İstanbul’da kara bulutlar dolaştığında Evlad-ı Fatihan’ın sığındığı bir liman. Anadolu’dan gelenlerin de Balkanlardan göçenlerin de durağı, mekanı, yurdu Tekirdağ. Üç Kemallerin yani Vatan şairimiz Namık Kemal’in, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal’in ve Rumeli ruhunun şairi Yahya Kemal’in mücadeleleri ile özdeşleşen aziz Tekirdağ’ı saygıyla selamlıyorum. Rumeli’ye göçen yörük Türkmen obalarının Anadolu’da kalan unsurlarında doğmuş bir yörük türkmen çocuğu olarak, Anadolu’da doğmuş olmakla birlikte Rumelimizin her bir şehrini, kültürel mirasını, taşını toprağını hasretle incelemiş bir ilim adamı olarak ve nihayet Rumeli mirasına ve Balkan barışına odaklanmıi bri Dışişleri Bakanı ve Başbakanı olarak ben de kendimi her zaman Tekirdağlı hissettim. İnanıyorum ki Gelecek Partimizin ülkemizi aydınlığa çıkaracak yolculuğunun da en parlak duraklarından biri Tekirdağ olacak” ifadelerine yer verdi.

“ÜLKEMİZ ÇOK AĞIR BİR EKONOMİK KRİZDEN GEÇİYOR”

Parti kurma serüveninden bahseden Davutoğlu; “Zor zamanda ayağa kalkan, Zor zamanda konuşan, Zor zamanda ülkemiz için elini taşın altına koyan kıymetli bir toplulukla beraberiz bugün. Hatırlarsınız. Bundan bir yıl önce ne dediler? “Siyasi parti kuramazlar” dediler. Hep birlikte omuz omuza verdik ve kurduk. “Ayakta kalamazlar” dediler. Ayakta kalmak ne kelime her gittiğimiz yerde her geçen gün büyüyen bir heyecanla yürümekle kalmıyor, koşuyoruz. “Teşkilatlanamazlar” dediler. İşte Tekirdağ bu iddialara en net ve güçlü cevap. Ülkemiz çok ağır bir ekonomik krizin içinden geçiyor. Eski Türkiye’de hepimizin kötü bir alışkanlığı vardı. Karşımızda sürekli televizyon açık olur, her seferinde başımızı kaldırdığımızda ekranın altından geçen rakamlara ve ekranın köşesinde dövizin, borsanın yükselip alçaldığını gösteren yeşil – kırmızı oklara bakardık. Ne yazık ki, mevcut iktidar herkesin parmakla gösterdiği ekonomik bir başarıyı yine aynı acınası hale getirdi. Yine herkesin aklı-fikri dövizin, altının fiyatında. Bunu de en iyi sizler bilirsiniz. Tekirdağ Türkiye’de hem en üst seviyede tarımın yapıldığı, birçok ürünün yetiştirildiği, ülkemizin gıda sanayiinin bel kemiği olan bir şehir. Tarım ürünlerinin işlendiği, farklı sanayi kolları ile üretim sektöründe büyük bir rol oynayan, ürettiğini de limanı aracılığı ile ülkemize ve dünyaya satan bir şehir Tekirdağ. Dolayısıyla, hani liyakat ve ehliyet yoksunları diyor ya dolar borcunuz mu var diye işte tüm dünya ile ticaret yapan ve dolayısıyla ülkemize dolar kazandırıp dünya ile dolarla ticaret yapan bir şehir Tekirdağ. O yüzden de dövizin, altının inip – çıkmasının, yarını görememenin ne olduğunu da en iyi bilen şehirlerden birindeyiz. Tabii her şeyi bildiğini zannedenler buralara uğramazlar. Onların sizle bir işi yok, onların işi para simsarlarıyla. Onların çiftçiyle, üretici ile bir ilgisi yok, onların işi kolay yoldan para kazanmayı marifet bilenlerle. Onlar sizin sofranıza oturmaz, onlar izole mekanlarda, para babalarıyla devletin yani bizim sizin kesenizden verdikleri garantilerle daha çok nasıl kazanırım pazarlığını yaparlar. Onları bildiği tek şey kağıt üzerinde yaptıkları oyunlarla yatalak hastayı turp gibi göstermeye çalışmak. Mübarek sanki siz her şey toz pembe deyince tüm sorunlar buharlaşıyor. Ha bunları görmenin, yakalamanın bir yolunu daha söyleyeyim size. Kameralar neredeyse, besleme basının mikrofonları nereye doğrultuldu ise hemen bulursunuz vatandaştan halktan kaçanları” diye konuştu.

“MUTLU OLDUM”

Karadeniz’in kıyısında bulunan doğalgaz rezervlerine değinen Davutoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti, “Pazar yerine uğrayanı var mı? Yok! Sanayicinin tezgahının başına giden var mı? Yok! İşadamları ile öyle dostlar alışverişte görsün diye değil gerçek sorunların konuşulduğu masada varlar mı? Yok! Nerede varlar? Zaten kendi aktardıkları kaynaklarla büyüttükleri, başına da kendi mutemetlerini yerleştirdikleri sözümona iş insanlarının programlarındalar. Nerede varlar? Sırf bir kurdele kessinler diye neredeyse her açılışa götürdükleri kadrolu şakşakçılarla buluştukları sözümona temel atma törenlerindeler. Nerede varlar? Sanki dünyanın en büyük keşfini yapmışlar gibi utanmasalar Rusya’dan, Katar’dan, Irak’tan çok gaz bulduk diyecekleri reklam filmlerindeler. Bakınız kardeşlerim, İşte geçen haftadan beri Karadeniz’de ciddi bir miktarda doğal gaz bulunduğu müjdesi geldi. Gerçi siz bu haberlere alışıksınız. 1957’de yine ekonomik krizin yönetilemez hale geldiği zamanlarda Tekirdağ’da petrol bulundu haberleri gazetelerin manşetlerindeydi. İnşallah bu onlara benzemez. Samimiyetle söylüyorum, çok sevindim ve Rabbime şükrettim. İnşallah buradan ülkemiz için hayırlı bir kapı aralanır diye.

‘’ÖNCE TAKDİR VE TEBRİK MESAJIMIZI İLETTİK’’

İnşallah geçmişteki müjdeler gibi olmaz, bulunan gazın hem çıkarma hem de ekonomik değeri iyidir, ülkemize ciddi bir katkı sağlar diye mutlu oldum. İnşallah bu sefer ciddi bir şekilde bulunan gazın teknik ve ekonomik yönlerini şeffaf bir şekilde millete, bizlere anlatırlar diye bekledim. Onun için hemen tebrik ve destek mesajı yayınladık. Ülkemize bir nebze katkıda bulunan herkes başımızın tacıdır. Bizim muhalefet anlayışımız körü körüne her şeyi reddetmek üzere kurulu değildir. Bizim muhalefet anlayışımız dört esas üzerinedir: (i) Güzel işi takdir, (ii) iyi uygulamaları teşvik, (iii) olumsuz uygulamaları açık, net ve yapıcı eleştiri ve (iv) her konuda alternatif çözüm yolları önerme. Doğalgaz keşfi konusunda da aynı yöntemi izledik. Önce takdir ve tebrik mesajlarımız ilettik. Daha sonra Van kongre konuşmamda bazı sorulara netlik getirilmesi çağrısında bulunduk ve bekledik. Bu arada Gölge kabinemizin ilgili birimlerine başta Enerji Politikaları Başkanlığımıza kapsamlı bir çalışma yapmasını istedik. Teknik nitelikli bu çalışmayı da kamuoyumuza açıklayacağız. O günden bu yana bu sorular net cevaplar verilemedi.

‘’ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI YAPIYORUZ’’

Bugün artık soru sormak ve cevap istemek en temel hakkımız ve görevimizdir. Öncelikle Bu konu ile ilgili haber kamuoyuna yansıtılırken 800 milyar metreküp rezerv olduğu belirtilmiş ama resmi açıklamada 320 milyar metreküp rezervin olduğu ortaya çıkmıştır. Gerçek rezerv konusunda bilgileri bilimsel bir şeffaflık içinde açıklayın. Halkımızın yükseltilen beklentileri karşılıksız çıkmamalı ve güven kaybına sebebiyet verilmemelidir. Daha önce bulunduğu söylenen ancak arkası gelmeyen bir vaade dönüşmemelidir. Buradan şeffalık ve açıklık çağrısı yapıyoruz ve bu soruların cevabını merak ediyoruz: Bu rezervin verimlilik oranı nedir? Çıkacak gaz LNG’ye dönüştürebilir mi? Üretim Planlaması nedir? Karadan 700 km uzaklıkta ve 2000 metre derinlikte bir alanda çalışmanın zorluğu ve şu ana kadar Rusya dahil Karadeniz’de böyle bir çalışmanın yapılmamış olması da gözönünde bulundurularak gerçekçi bir üretim planlamasına sahip misiniz? 2023’e nasıl yetiştireceksiniz? Üretim için kaç kuyu açacaksınız? Termojenik değil Tuna’dan gelen Biyojenik kökenli birikime dayalı gaz niteliğinde olan bu rezervin gerçek verimliliği nedir? Uluslararası şirketlerle çalışacak mısınız? Toplamı bizim şu anda kullandığımız doğalgaz fiyatına göre 65 milyar dolar –Avrupa fiyatlarına göre yaklaşık 20 milyar dolar- olduğu belirtilen ve sadece rezervin yedi yıllık ihtiyacımızı bir rezervin Türkiye’nin ve dünyanın eksenini değiştireceği iddiasına nasıl ulaştınız? Bu rakamların ortalamasını alırsanız sizin ekonomi politikalarınızın yol açtığı 40 milyar dolarlık Merkez Bankasının bilanço döviz pozisyon açığını ancak karşılarken dünya dengelerini nasıl değiştirecek? Bu arada şu soruyu da sorma hakkımız var: Şu anda Türkiye’deki gaz fiyatları ile dünyadaki gazın fiyatın ne orandadır. Gaz fiyatları pandemi dolayısıyla %70 oranında düşmüşken siz neden doğal gaz fiyatlarımızı düşürmek üzere müzakerelere girmiyorsunuz? Rusya, İran ve Azerbaycan ile fiyat revizyonlarına niye gitmiyorsunuz? Ayrıca bir de işin her türlü inandırıcılığı yok eden takdim ve PR yöntemi var ki evlere şenlik Son dönem yönetim anlayışını yansıtan bir tanıtım gerçekleştirildi. Biz iyi niyetle sevinirken, abartılı bir organizasyonla Cuma günü ülkenin bütün televizyonları Karadeniz’e döndü. Gerçekten çok algıya, uzun vadeli bilimsel ve stratejik bir yaklaşımdan çok günü kurtarmaya ve en üzücüsü de milli çıkardan çok ekonomimizi batıran bir bakanı kurtarmaya ve onu iktidar partisinin liderliğine hazırlamaya ayarlanmış bir program gerçekleştirildi. Sayın Cumhurbaşkanı ve iktidar istediği bakanı öne çıkarabilir; bu onların tercihidir. Ancak milletin gelecek ümitlerini bunun için kullanmasınlar. Bugün Türkiye’yi bu dar boğaza sokan ne kadar liyakat ve ehliyet yoksunlarını ararsanız hemen kameraların olduğu yere bakın.

EKONOMİ BAKANI BERAT ALBAYRAK’I ELEŞTİRDİ

Hazine ve Maliye Bakanı baş aktör olarak orada. Enerji bakanından ve hatta Cumhurbaşkanından rol çalma peşinde. Elbette tedirgin olduk. Nasıl olmayalım? Daha geçenlerde dolar yükselince “bizim dolarla ne işimiz var” diyen bir ekonomi bakanından bahsediyoruz. Sadece dolar üzerinden bu kerameti kendinden menkul bakanın karnesini hatırlayalım: Kamu dış borcumuz kamu bankaları hariç 115 milyar dolar, Merkez Bankasının bilanço döviz pozisyon açığı 40 milyar dolar, Hazine’nin iç piyasadan kendi vatandaşlarımızdan yaptığı döviz ve altın borçlanması yaklaşık 25 milyar dolar, Kamu bankalarındaki döviz açık pozisyonu 11 milyar dolar, Kamu Özel İşbirliği Projelerindeki taahhütler tam 145 Milyar $.

Daha bu listeyi uzatabiliriz. Kabaca 400 milyar dolardan bahsediyoruz. Dolar kurundaki 10 kuruşluk artış ülkeye ek 40 milyar TL yük getiriyor. “Dolarla ne işimiz var”, “dolarla mı maaş alıyorsunuz”, “dolar borcunuz mu var” diyen bir ekonomi bakanına mahkûm ettiler ülkeyi. Ardından yapılan açıklamalarla anladık ki bu doğal gaz işini de ciddiyetle konuşmak imkânsız. Bulunan doğal gaz ülkemiz için elbette güzel bir haber. Ama Allah aşkına, bu güzel müjdeyi niçin çocuksu ve inanılmaz abartılı ciddiyetsiz bir eksene çekiyorsunuz. Doğal gaz müjdesini niye milletin gönlünde hiç bir yer edinemeyen başarısız, ciddiyetsiz bir muhterisin ihtiraslarına malzeme kılıyorsunuz. Ama maalesef liyakat ve ciddiyet kaybolunca ortaya çıkan manzara bu oluyor. Demek ki, o kaynaktan elde edilecek gelirle liyakatsiz ve ihtiraslı bakanın açıklarını kapayacaksınız” dedi.