Kapaklı Gazetesi - 22 Mayıs Dünya Obezite Günü sebebiyle açıklama yapan Optimed Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Özlem Gökmen, “Unutmayın ki obezite tedavi edilebilecek bir hastalıktır ve altın kural yeterli ve dengeli beslenerek fiziksel aktiviteyi arttırmaktır.” dedi.

OBEZİTE NEDİR?

Obezite hastalığının tanımını yapan Gökmen, “Obezite, halk arasında şişmanlık olarak da bilinen vücutta sağlığı bozacak şekilde yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Sadece dış görünüşe bağlı bir sorun oluşturduğu düşünülse de özellikle kalp hastalıkları, tip 2 diyabet ya da bazı kanser türlerinin riskini arttırmaya neden olan bir hastalıktır. Tanısında kullanılan en yaygın yöntem beden kitle indeksinin hesaplanmasıdır. Beden kitle indeksi hesaplanırken bireyin vücut ağırlığı boyunun karesine bölünmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ‘ne göre BKİ’ si otuz ve üzeri olan bireyler obez kabul edilmektedir. Genetik faktörler, yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite ve çevresel etmenler obezitenin ortaya çıkmasına neden olan sebeplerin başında gelmektedir. Unutulmamalıdır ki günlük almamız gereken enerjiden daha fazla enerji vücuda alınıyorsa vücutta yağ doku birikimi kaçınılmaz olmakta ve buna bağlı da obezite gelişmektedir.” dedi.

“YETERLİ VE DENGELİ BESLENİLMESİ GEREKMEKTE”

Tedavi ile ilgili de bilgilendirme yapan Gökmen, “Tedavi yöntemlerinde; tıbbi beslenme tedavisi, fiziksel aktivite değişikliği ve yaşam tarzı değişikliğidir. Bunun yanı sıra son yıllarda tedavisi için bariatrik cerrahi yöntemi de uygulanmaktadır. Bireylerin sağlıklı kilolarına ulaşmalarını sağlayarak hastalık risklerini azaltmak için doğru bir beslenme programı oluşturulması gerekmektedir. Eğer ki besin alımı yeterli miktarda olur ve fiziksel aktiviteyle enerji açığı ortaya çıkarılabilirse kilo kaybı mutlaka gözlenmektedir. Bireylerin günlük beslenme programlarında dört besin grubunu (süt ve süt ürünleri, tahıllar, meyve ve sebzeler, et ve et ürünleri) yeterli ve dengeli bir şekilde alması gerekmektedir. Yüksek şeker içeriğine sahip çikolata, beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlardan kaçınılması gerekmekte bunun yerine kompleks karbonhidratlar dediğimiz tam tahıllı ürünler ya da meyvelerin tercih edilmesi gerekmektedir.” İfadelerini kullandı.

“ALTIN KURAL FİZİKSEL AKTİVİTEYİ ARTTIRMAK”

Obezitenin tedavi edilebilecek bir hastalık olduğunu söyleyen Gökmen, “Meyve ve sebze alımı günlük olarak en az beş porsiyon olması gerekmektedir. Yüksek yağ içeriğine sahip besinlerden uzak durulması gerekmekte daha düşük yağ içeriğine sahip ve sağlıklı yağlarla zenginleştirilmiş bir beslenme programı uygulanması gerekmektedir. Protein kalitesi açısından süt ve süt ürünleri (ayran, yoğurt) ya da et ve et ürünleri (tavuk eti, balık eti veya hindi eti vb.) başta olmak üzere yumurta günlük beslenme programına eklenmesi gerekmektedir. Özellikle posa ve lif açısından da zengin olan kurubaklagillerin (kuru fasulye, nohut vb.) beslenme programına eklenmesi gerekmektedir. Su tüketimi özellikle yağların atımı esnasında oluşan toksinlerin ortadan kalkması için de önemli bir noktadır. Mutlaka günlük en az 2 ila 2.5 litre arasında su tüketimi sağlanması gerekmektedir. Besinleri yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmenin dışında besinleri hazırlama ve pişirme yöntemleri de kilo korunumunda önemli olduğu unutulmaması gerekmektedir. Yemeklerin aşırı yağlı kızartmalar yerine haşlama, ızgara ya da sulu yemek şeklinde tercih edilmesi gerekmektedir. Az az ve sık sık beslenme sağlanmalı ana öğünler arasında mutlaka ara öğünler eklenmelidir. Günlük en az yarım saat ya da kırk beş dakika olacak şekilde hafif tempolu bir yürüyüş yapılması gerekmektedir. Unutmayın ki obezite tedavi edilebilecek bir hastalıktır ve altın kural yeterli ve dengeli beslenerek fiziksel aktiviteyi arttırmaktır.” diyerek açıklamasını noktaladı.