Kapaklı Gazetesi - Duygusal açlık durumuyla ilgili açıklama yapan Optimed Hastanesi Psikoloğu İrem Yavuz, “Birey duygu durumunu düzenlemede zorluk yaşarken başa çıkabilmek için yemeğe başvurması halinde yeme atağından sonra suçluluk, pişmanlık gibi duyguları daha yoğun yaşayabilmektedir.” dedi.

DUYGUSAL AÇLIK DURUMU NEDİR?

Duygusal açlığın tanımını yapan Psikolog İrem Yavuz, “Duygusal açlık, duygusal yeme olarak da tanımlanmaktadır. Aslında en genel tanımı ile duygusal yeme olumsuz duygulara karşılık olarak gelişen aşırı yeme eğilimidir. Kendimizi duygusal hissettiğimiz anlarda tok olmamıza rağmen yemek yemek olarak tanımlayabiliriz. Tok olmamıza rağmen diyoruz çünkü duygusal ve fizyolojik açlık neredeyse birbirinden tamamen farklı şeylerdir.” İfadelerini kullandı.

DUYGUSAL AÇLIK NASIL ANLAŞILIR VE SEBEBİ NEDİR?

Duygusal açlık yaşayan bireylerin genelde bu durumu fark etmediğini savunan Yavuz, “Duygusal açlık - duygusal yeme durumu için aslında kendi tanımından da yola çıkarak bu duruma sebep olan en önemli etken duygularımızdır. Hemen birçoğumuzun aklına olumsuz duygular gelse de bize duygusal açlık hissettiren duygusal yemeye iten olumlu duygularımız da vardır. Bireyler arasında farklılıklar olsa da genellikle stres, anksiyete, depresyon, kızgınlık gibi olumsuz duyguların besin tüketimini arttırdığı ve beslenme alışkanlıklarını bozduğu bilinmektedir. Buna karşın, mutluluk ve diğer pozitif duygular besinden zevk alarak yemeyi, sağlıklı besin seçimini ve tüketimini arttırır. Birey kendini değerlendirdiğinde bunu anlaması kolay olacaktır. Duygusal yeme durumunu anlamlandırabilmek için birey kendine şunu sormalıdır. ‘’ Aç olduğum için mi yemek istiyorum yoksa ruh halimi, duygularımı kontrol edebilmek için mi yemek istiyorum?’’ açıklamalarında bulundu.

DUYGUSAL AÇLIK BİREYDE NELERE SEBEP OLUR?

Duygusal açlık durumunun sağlığı bozduğunu dile getiren Yavuz, “Birey duygu durumunu düzenlemede zorluk yaşarken başa çıkabilmek için yemeğe başvurması halinde yeme atağından sonra suçluluk, pişmanlık gibi duyguları daha yoğun yaşayabilmektedir. İnsanın, sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için besinlerin tüketiminde belirli oranlar vardır. Bu besin öğeleri gereğinden az ya da çok alındığında yetersiz ve dengesiz beslenme durumu oluşur ve sağlık bozulur. Duygusal yemede bireyler duyguyla başa çıkmak için yerken sonrasında daha olumsuz duygulara sürüklenirken aynı zamanda sağlık sorunları da yaşayabilmektedirler. Kilo problemleri de bu duruma eşlik edebilmektedir.” dedi.

DUYGUSAL AÇLIKLA BAŞ ETMEK İÇİN NELER YAPMAK GEREKİR?

Psikolog Yavuz, açıklamasını şu sözlerle sürdü: “Daha önce de bahsettiğimiz gibi yemek yeme ihtiyacı hissederken, bu ihtiyacın fizyolojik açlık veya duygusal temelli açlık olup olmadığını belirlemek önemlidir. Duygusal yiyiciler, açlık hislerinin fizyolojik mi yoksa duygusal mı olduğunu ayırt etmek konusunda güçlük çekebilirler. Genelde olumsuz duygular iştah kaybına neden olur. Fakat duygusal açlıkla yemek yiyenlerin olumsuz duygulara yiyerek tepki verdikleri görülmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki duygusal yeme öğrenilmiş bir davranıştır. Bu noktada bireylerin kendini gözlemlemesi gerekmektedir. Duygusal yeme ataklarında çoğu zaman abur cubur tüketimi görülmektedir. Aslında bunu biraz da dizi ve filmlerden öğreniriz.

Üzgün, mutsuz birinin dondurmaya, stresli birinin patates cipsine yönelmesi sıkça izlediğimiz sahnelerdir. Aşırıya kaçmadığı sürece bunda bir sorun yoktur. Duygusal açlık ile başa çıkmanın genelgeçer bir çözüm yolu aslında bulunmamaktadır. Duygusal yemenin sebebi kişilere göre değişim göstermektedir. Bireylerin bu noktada kendine ‘’Hangi durumlarda yemek yeme isteği ile karşılaşıyorum? Asıl ihtiyaç duyduğum şey ne? Yemek yemek dışında nasıl bu durumu atlatabilirim?’’ diye sormalıdır. Kendini bir süre dışarıdan üçüncü biri gibi bu şekilde gözlemlemek bireyin çözüm bulmasını da kolaylaştıracaktır.

DUYGUSAL AÇLIK VE BİYOLOJİK AÇLIK ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Duygusal ve biyolojik açlık sadece eylemsel olarak birbirine benzemekte bunun dışında tamamen farklılaşmaktadır. İki açlık türünün de sonunda yemek yemek vardır. Yapılan araştırmalar duygusal yemenin, yemek saatlerinden ziyade gece ve ara öğünlerde ortaya çıkma eğiliminin olduğunu göstermektedir. Hatta tercih edilen yiyecek türleri de sınıflandırılmıştır. Olumlu duygu durumundaki kişiler pizza, biftek ve güveç gibi daha lezzetli yiyecekleri tercih ederken, olumsuz duygu durumundaki kişiler dondurma, kurabiye ve tatlıları tercih etme eğiliminde olmaktadırlar. Biyolojik açlıkta ise tüketeceğimiz besinlerde spesifik şeyler arayız. Açlığımızı bekletebilir, erteleyebilir ve onu kontrol edebiliriz. Biyolojik açlıkta amaç besin fark etmeksizin aç olan karnı doyurmaktır.”