Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih ERMİŞ, Mart Ayı'nın Kalın Bağırsak Kanseri Farkındalık Ayı sebebiyle kolon kanseri hakkında bilgiler verdi. 

Kanser hakkında uyarılarda bulunan Çerkezköy Özel İrmet Hospital Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih ERMİŞ, “Kolon kanseri gelişiminde en önemli risk faktörleri arasında obezite (aşırı kilolu olmak), diyabet (şeker hastalığı) veya insülin direnci ve beslenmeyle ilgili faktörler bulunmaktadır. Özellikle beslenme alışkanlıklarının kolon kanseri gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülmektedir.” dedi.

KOLON KANSERİ NEDİR?

Kolon kanserinin tanımı ile ilgili bilgiler veren Doktor Ermiş, şunları söyledi; ‘’Halk arasında “kalın bağırsak” olarak bilinen ve sindirim sisteminin en son kısmında yer alan bölgede gelişen bir hastalık olan kolon kanseri, yaşamı boyunca her 20 kişiden 1’inde görülmektedir.Kolon diye adlandırdığımız kalın bağırsak, sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından üçüncü sırada yer alır. Kolon kanseri, kolonda yer alan hücrelerde başlar. Hücre sayısı çoğaldıkça, dairesel şekilde kolon etrafına yayılır. Erken tanı konması halinde, kanser hücreleri sadece kolon içi ile sınırlı olarak tespit edilebilir. Erken tanı konamaması halinde ise, kanser yakın organlara, lenf bezlerine ve kan dolaşımı yoluyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yayılım gösterebilir. Kolon kanseri tedavisinde başarıyı getiren en önemli kriter ise erken teşhistir. Kanser erken evrede saptandığında hastalıktan tamamen kurtulmak mümkündür.’’

KOLON KANSERİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

Kolon kanserine yol açan etkenlerden de bahseden Doktor Ermiş, ‘’Yanlış beslenme alışkanlıkları kolon kanseri riskini artırıyor. Aşırı beslenme ve obezite birçok sağlık sorunu ile birlikte kolon kanseri gelişmesine de neden olabiliyor. Salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına yer almaktadır. Aşırı kırmızı et tüketilmesinin de özelikle kolon kanseri riskini arttırmaktadır. Kolon kanserinin oluşumunda; aşırı yağlı, kırmızı et ağırlıklı beslenme, şişmanlık, sigara ve alkol tüketiminin yanı sıra polipler etkilidir. Tarama kolonoskopileri sırasında kalın bağırsakta polip görüldüğünde kanserleşmeden alınarak hastalığın önlenmesi mümkün olmaktadır. Kadınlarda meme ve yumurtalık kanseri hikayesi bulunması da bu kişilerde kolon kanseri riskini artırmaktadır. Meme ve yumurtalık kanseri olan kişilerde de 50 yaşını beklemeden kolon kanseri açısından tarama yapılması önerilmektedir. Alkol ve sigara kullanımının genel sağlığı bozucu etkilerinin yanı sıra, diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu ortaya koyuyor.’’ Dedi.

KOLON KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kolon kanseri şüphesi taşıyan vatandaşlar için belirtileri anlatan Doktor Ermiş, ‘’Kolon kanserinin pek çok belirtisi bulunmakla birlikte, bunlar arasında en sık görülenler dışkılama alışkanlıklarındaki değişikliklerdir. Son zamanlarda ortaya çıkan dışkılamada zorlanma ya da daha önce bulunan bir kabızlık durumunun giderek kötüleşmesi, dışkı çapının incelmesi, dışkının şeklinde ya da kıvamında değişiklik, dışkılarken ağrı olması, aşırı gaz ve hazımsızlık, kabızlık ve ishal atakları bu belirtilerden bazılarıdır. Dışkılamada değişiklik olmaksızın karın ağrısı şeklinde de olabilir. Makattan kanama toplumumuzda sıklıkla hemoroid (ya da daha sık bilinen ismiyle basur) denilen durumla ilişkilendirilmesine karşın bu olguların %10’una kolon kanseri eşlik edebilmektedir; bu nedenle makattan kanama durumunda ne olursa olsun kolonoskopi ile bu durumun nedeni açıklığa kavuşturulmalıdır. Tüm kolon kanserlerinin %7'sinde hemoroid’de bulunmaktadır. Kansızlık (anemi), özellikle de demir eksikliğine bağlı kansızlık sağ taraflı kolon kanserlerinde sık rastlanan bir bulgudur. Nadir de olsa bazen tümör kitlesinin büyüyerek barsaktan geçişi engellemesiyle karakterize bağırsak tıkanıklığı (ileus) tablosu kolon kanserinin ilk belirtisi olabilmektedir; bu durum giderek artan şiddetli karın ağrısı, dışkılamanın olmaması ve kusma ile ortaya çıkmaktadır. Özellikle hastalığın ileri evrelerinde iştahsızlık, kilo kaybı, aşırı halsizlik ve sarılık (hastalığın karaciğer üzerindeki etkileri sonucu) gelişebilmektedir.’’ İfadelerini kullandı.

NASIL TANI KONULUR?

Kanserin tanı sürecini de açıklayan Doktor Ermiş, şunları söyledi; ‘’Kolon kanserini teşhis etmek için aşağıda belirtilen testlere ihtiyaç duyulur. Dijital Rektal Muayene: Bu test esnasında doktor eldiven giyilmiş ve yağlanmış parmağı ile makatta herhangi bir yumru olup olmadığını araştırır. Buna tuşe rektal de denir. Gaita’da Gizli Kan Testi: Sadece mikroskopla görülebilen kan için dışkı örneği alınması ve bu dışkının mikroskop ile incelenmesidir. Baryum Testi: Baryum-sülfat çözeltisi rektum içine konulduktan sonra alt gastrointestinal röntgeni çekilir. Bu çözelti kolon içerisindeyken daha iyi görüntüleme fırsatı sağlanır. Sigmoidoskopi: Kalınbarsağın son kısmının yani rektumun incelenmesine yarayan bir prosedürdür.Sigmoidoskop ile rektumun görüntüsü elde edilir ve bu hastalığın teşhisi için son derece önemlidir. Kolonoskopi: Tüm kalın bağırsağın (kolon) bükülebilir, esnek bir cihaz ile görüntülenmesidir. Kolonoskopi ile bağırsak içindeki problemler ve anormallikler hakkında bilgi sahibi oluruz. ( Tümör, polip, divertikül, kolit) Biyopsi: Kolondan alınan doku örneğinin patolog tarafından mikroskop ile incelenmesidir. Sanal Kolonoskopi: Bilgisayarlı tomografi olarak da adlandırılan bir prosedürdür. Kolon iç yüzeyi ayrıntılı bir biçimde görüntülenir ve herhangi bir olağandışı görüntü farkedilebilir. Bu teste aynı zamanda kolonografi ve ya CT kolonografi denilir.’’

NASIL TEDAVİ OLUNUR?

Tedavi sürecine dair de konuşan Doktor Ermiş, sözlerini şu ifadeleri kullanarak noktaladı; ‘’Hastalığın onkolojik medikal tedavisi ve ameliyatın tipi tümörün yayıldığı alana, büyüklüğüne, evrelerine ve hastanın sağlık durumuna göre belirlenir. Tümörlü olan kısım cerrahi yöntemlerle çıkarılır. Çoğunlukla kanser hücrelerini öldürme etkisi olan kemoterapi ve özellikle radyoterapi tedavisi de uygulanır.’’