İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem, binaların depreme karşı dayanıklılığı ve riskli yapıların tespit edilmesine yönelik işlemlerin nasıl yürütüldüğü sorusunu gündeme getirdi. Deprem, sel, heyelan gibi afetlerde içinde yaşayanların can güvenliğinin olmadığı yapılar olarak adlandırılan "riskli yapılar"ın tespit edilmesine yönelik işlemler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın internet sitesinde detaylı bir şekilde anlatılıyor. Riskli yapılarla ilgili süreç, her birinde farklı işlemlerin yer aldığı 4 ana aşamadan oluşuyor. 

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapıların her şeyden önce malikleri tarafından tespit ettirilmesi gerekiyor. 

İlk adım lisanslı kurum ve kuruluşlara başvuru 

Vatandaşlar yapıları için Bakanlık tarafından lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlara "riskli yapı tespiti" yaptırılabiliyor. Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşların listesine de Bakanlığın internet sitesinden ulaşılabiiyor.

Riskli yapı tespit işlemleri için maliklerden biri veya kanuni temsilcisinin dilekçe, güncel tapu durum belgesi ve kimlik belgesinin fotokopisi ile söz konusu kurum ve kuruluşlara başvurması yeterli. 

Riskli tespit edilen yapılar 

Riskli olduğu tespit edilen yapılar, tespiti yapan kurum ve kuruluşlar tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne bildiriliyor. 

İl müdürlükleri tarafından yapıyla ilgili raporlar tekrar inceleniyor. Eksik veya yanlış hususların bulunması halinde raporlar ilgilisine iade edilirken uygun bulunan tespitlere yönelik şerh bildirimi, ilgili tapu müdürlüğüne iletiliyor. 

Bu sürecin ardından ilgili tapu müdürlüğü tarafından, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler, riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren 15 gün içinde hak sahiplerine tebliğ ediliyor. 

Bu tebligatta riskli yapının bulunduğu yerdeki müdürlüğe dilekçe ile itiraz edilebileceği, aksi takdirde tebligat tarihinden itibaren idarece 60 günden az olmamak üzere belirlenen süre içinde yapının yıktırılması gerektiği de belirtiliyor.

Riskli yapının tespitine yönelik itirazlar da üniversitelerden bildirilen dört üye ile ikisi inşaat mühendisi ve biri jeoloji veya jeofizik mühendisi olmak üzere Bakanlık teşkilatında görev yapan üç üyenin yer aldığı teknik heyet tarafından inceleme yapılıyor. 

Riskli yapı olarak tapu kütüğüne kaydedilen taşınmazların maliklerine, 60 günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması isteniyor.

Yapının yıkılması süreci 

Riskli yapıların 60 günlük süre içinde maliklerince yıktırılıp yıktırılmadığı, idarece kontrol ediliyor. Riskli yapı, malikleri tarafından yıktırılmamışsa yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtiliyor ve 30 günden az olmak üzere ek süre tanınıyor. 

Bu süre sonunda da riskli yapıların malikleri tarafından yıktırılmaması halinde, riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmemesi ve verilen hizmetlerin durdurulması ilgili kurum ve kuruluşlardan isteniyor.

Riskli yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ile yıktırma işlemleri, mülki amirler tarafından sağlanacak kolluk kuvveti desteği ile idarece yapılıyor veya yaptırılıyor. 

Yıktırılamayan yapılar Bakanlık veya il müdürlükleri tarafından yıkılıyor veya yıktırılıyor. Bu yıktırmanın masraflarından malikler hisseleri oranında sorumlu oluyor. 

Yıkım sonrası işlemleri 

Riskli yapıların bulunduğu parsellerde, yapıların yıktırılmış olması şartı aranmaksızın ve yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin, parsellerin birleştirilmesi, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılması, yeniden bina yaptırılması, payların satışı gibi işlemler bazında yeniden değerlendirme yapılıyor.  

Bu süreçte bütün maliklerce oy birliği ile karar verilememiş olması durumunda anlaşma sağlanamayan maliklere ait taşınmazların değeri Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettiriliyor ve bu değer de gözetilerek oy birliği ile anlaşmaya çalışılıyor. 

Oy birliği ile anlaşma sağlanamaması halinde yapılacak uygulamalara sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar veriliyor. 

En az üçte iki çoğunluk ile alınacak kararlar ve anlaşma şartları il müdürlüğüne bildiriliyor. Alınan karara katılmayan maliklerin arsa payları, arsa payı değeri üzerinden anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulüyle satılıyor. Satış işlemlerinin sonlanmasıyla birlikte uygulamaya geçiliyor. 

Riskli yapısı yıkılan vatandaşlara yeni yapılacak konutlar için faiz desteği, kira yardımı, harç muafiyeti gibi kolaylıklar tanınıyor. 

RE/MAX Gayrimenkul Danışmanı

Duygu ŞAHİN

[email protected]