Kapaklı Gazetesi - DEVA Partisi Tekirdağ İl Başkanlığının 1. Olağan Kongresi, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Hemen ve vaktini değerlendir. Kongrede DEVA Partisi Tekirdağ Kurucu İl Başkanı Hasan Berk Çebi güven tazeledi.

Kongreye partinin 11 ilçe başkanı eksiksiz katılım sağladı. Kongrede divan kurulunun oluşturulması, Saygı Duruşu ve akabinde İstiklal Marşımızın okunmasının ardından DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, konuşma gerçekleştirdi.

‘’TÜRKİYE DENEY LABORATUVARI, VATANDAŞ DA KOBAY DEĞİLDİR’’

Sözlerine Öğretmenler Günü’nü kutlayarak başlayan Babacan’ın gündeminde ekonomik kriz vardı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, şu ifadeleri kullandı: ‘’Ülkeyi koca bir laboratuvar, bu ülkenin vatandaşlarını da kobay haline getirdiniz. Kusura bakmayın, Türkiye sizin deney laboratuvarınız değildir. Bu ülkenin vatandaşları da kobay değildir. Deneyleriniz insanları yoksullaştırdı. Bu ülkenin çocuklarının geleceğine mâl oluyor. Deneyleriniz yüzünden işsizlik artıyor. Sizin deneyip yanılmalarınız, hem ekonomimizi hem de halkımızı bunalıma sokuyor. Yahu, sizin şu deneyleriniz yüzünden doğmamış çocuklarımız bile borca giriyor.’’

‘’HALKI HATIRLAMIYOR SANIYORSANIZ YANILIYORSUNUZ’’

Halkın azalan alım gücü karşısında günden güne fakirleştiğini ifade eden Babacan, ‘’Sayın Erdoğan, fakirleşmesine sebep olduğunuz milletimize de bir açıklama yapmak zorundasınız. Bizi, doğmamış çocuklarımıza kadar neden fakirleştirdiniz, açıklamak zorundasınız. Adeta kibrit çakılıp yakılan 130 milyar dolarlık döviz rezervini, hazinenin 1 trilyon 935 milyar liraya çıkan borcunu, yaşanan tüm kayıpları, mağduriyetleri açıklamak zorundasınız. Bu halkı hatırlamıyor, bilmiyor, görmüyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz.’’ dedi.

‘’TÜRKİYE TÜİK’İN MAKYAJ ODASINDAN YÖNETİLEMEZ’’

TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını iddia eden Babacan, ‘’Hatırlamayan birileri varsa, o da sizlersiniz. Siz bu halkı unuttunuz. Bir zamanlar hizmetkârı olacağınızı söylediğiniz halkımıza efendi olmaya kalkışıyorsunuz. Bugün sokaktaki hayatla, insanların şikayetiyle, ekonominin gerçekliğiyle aranızdaki bağ kopmuş. Ama halkımız hatırlıyor. Çünkü hatalarınızın bedelini halkımız ödüyor. Bir şeyi daha hatırlıyor halkımız. Ben ve arkadaşlarımın işin başında olduğumuz dönemdeki refahı, satın alma gücünü, gençlerimizin kurduğu hayalleri hatırlıyor. Bizim dönemimizdeki politika faizinin neredeyse iki katını uyguladığınızı halkımız görüyor. Gerçeklerin üstünü örtebileceğinizi, halkın gözünü boyayabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Yapamazsınız. Türkiye, TÜİK’in makyajlama odasından yönetilemez.’’ dedi.

‘’BAKAN OLARAK GÖREVLENDİRİLEN AKRABASI ORTADAN KAYBOLDU’’

Berat Albayrak’ın istifasını da değerlendiren Ali Babacan, ‘’Çok değil, iki hafta öncesini hatırlatmak istiyorum. Bakan olarak görevlendirdiğiniz akrabanızın ortadan kaybolmasıyla, milletimizin ödediği bu ağır bedelin sorumluluğu buharlaşmaz, ortadan kaybolmaz. Bakın, ben ve arkadaşlarım görevden ayrıldığımız yıl, bu ülkenin toplam faiz ödemesi 53 milyar lira. Bu yılın bütçesinde, 2021 için öngörülen faiz ödeneği 179 milyar lira. Aradaki fark 124 milyar. Şu andaki Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi 125 milyar zaten. Eğer faiz ödemeleri artmasaydı, aradaki farkı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi kadar bir bütçe daha oluşturabiliyordunuz. 1 milyon öğretmenimizin gelirini ikiye katlayabilirdiniz. Ama siz şimdi onu faiz diye sağa sola dağıtıyorsunuz. Niye dağıtıyorsunuz? Kötü yönetiminizin sonucu olarak dağıtmak zorunda kalıyorsunuz. Dene yanıl, dene yanıl, U dönüşü yap.’’ şeklinde konuştu.

‘’HAKİMLERE, SAVCILARA TALİMAT VERMEKTEN VAZGEÇİN’’

Yargıda bağımsızlığın sağlanması gerektiğini söyleyen Babacan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; ‘’Nitekim tutuklu yargılanmayla ilgili konularda şu anda yüksek istişare üyesi olan bir kişinin kendi şahsi görüşleriyle ilgili bir açıklaması oldu. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, ne demek? Kafa kafaya verip istişare edeceği tecrübeli bir heyet. Şahsi görüşleri, elinde uygulama gücü de yok ama bakın o açıklamaya bile dayanamadılar. Bir iki kişinin tutuksuz da yargılanabileceğinden söz etti, o kadar. Halbuki bütün bu olanlardan, fakirleşmeden, krizden ders alması gereken bir hükümetin şu anda tam tersine “Galiba biz yanlış yaptık, yargıyı biraz rahat bırakalım, yargıya artık talimat vermeyelim, bu siyasi davalardan elimizi ayağımız çekelim,” demesi lazım. Eğer gerçekten reform diyorsanız, Eğer gerçekten reformdan bahsediyorsanız önce hakimlere, savcılara talimat vermekten vazgeçeceğiz diye açıklayın ve hemen hakimlerin, savcıların telefon numaralarını da rehberinizden silin, eski huylar depreşir, yine telefonlar açılabilir, silin ki bir daha o huylar depreştiğinde aramayın, arayamayın.’’

‘’TEKİRDAĞ’A SAĞLIK VE EĞİTİM YATIRIMLARI YETERSİZ’’

Tekirdağ’ın sorunlarına değinen Babacan, ‘’Tekirdağ'ın sorunlarını görüyoruz, duyuyoruz, biliyoruz. Tarihi, denizi, doğası, tarım alanları, turizmi, sanayisi ile belki de Türkiye’nin en sorunsuz ili olması gereken Tekirdağ’ın sorunları bile almış başını gitmiş. Neden? Çünkü kötü yönetim... Tekirdağ hem verimli toprakları ile ülke ve bölge sanayisine hammadde sağlayan bir tarım şehri; hem de 14 organize sanayi bölgesi ve bir Avrupa Serbest bölgesi bulunan çok önemli bir sanayi şehri. Bu güzel şehir doğal kaynakları ve stratejik konumu ile çok önemli bir avantaja sahip. Nitekim bu avantaj hem yerli hem de yabancı yatırımların Tekirdağ’a gelme nedeni. Tekirdağ’da 1500’den fazla sanayi kuruluşu var. Ar-Ge merkezleri var. Elektrik santralleri var. Tekirdağ Türkiye’nin en çok vergi ödeyen şehirleri arasında ilk 10’da yer alıyor. Peki, bunca üretim yapan Tekirdağ’da bu üretim refah yaratmış mı sevgili arkadaşlarım. Maalesef bu soruya cevabınızın hayır olduğunu biliyorum. Çünkü vergi ödemelerinde ilk 10’a giren bu güzel şehir, kamu yatırımları sıralamasında son yıllarda sürekli gerilemekte. Sağlık yatırımları, eğitim yatırımları yetersiz.’’ dedi.

''TEKİRDAĞ HALKI DESTEKLENMEYİ HAK EDİYOR''

Babacan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; ‘’Tekirdağ Türkiye’nin pek çok yeri gibi deprem riski taşıyor. Depreme ilişkin önlemlerin alınması, kentsel dönüşüm yapılması lazım. Sanayileşmenin bugüne dek plansız bir biçimde sürdürülmesinin yarattığı çevre sorunları var. Bu sorunların tespit edilmesi, ele alınması, çözülmesi lazım. Çorlu ve Çerkezköy’deki sanayi tesislerinin çevre kirliliği açısından iyileştirilmesi, üretimin çevre hassasiyetiyle devam etmesi lazım. Değerli arkadaşlarım, Tekirdağ, Şarköy’de bulunan mavi bayraklı plajı, Kumbağ Plajı, Kastro Koyu, Istranca Dağları, Karaçam Ormanları, tabiat parkları, camileri, kiliseleri, müzeleri ile, Marmara Denizi’nde kilometrelerce devam eden kumsalları ve yamaç paraşütü tutkunlarının uğrak yeri Uçmakdere Köyü’yle, çok büyük bir turizm potansiyeli barındırıyor. Ancak bu potansiyel de yine aynı plansızlık nedeniyle tam olarak kullanılamıyor ve ayrıca, çevre sorunları nedeniyle de sürekli tehdit altında. Bu plansızlıklar yüzünden, bu altyapı eksiklikleri yüzünden Tekirdağ halkı sanayileşmeyi, neredeyse bir ceza olarak yaşamayı hak etmiyor. Tekirdağ halkı, bu üretkenliğin, bu çalışkanlığın karşılığında, katma değeri daha yüksek ve dış ticarette daha fazla talep edilen ürünleri üretmek için desteklenmeyi hak ediyor. Üretimin çevreye duyarlı olarak yapılmasını, demiryolu ve liman kapasitesinin arttırılmasını, şehrin imar edilmiş olmasını hak ediyor. Tekirdağ halkı okulları, hastaneleri, sinemaları, tiyatroları, kültürel olanakları ile refah içerisinde bir şehri hak ediyor. Tekirdağ’ın hak ettiği refaha kavuşabilmesi için aslında her şeyi var. Tek eksik, yeni bir yönetim zihniyeti. Rantı değil, hayatı önceleyen, ayrışmayan, ayrıştırmayan bir yönetim zihniyeti. O yönetim tarafından liyakata uygun atanmış, işini en iyi biçimde yapabilen bürokratlar ve kurumlar, bölgenin sanayicisiyle, çiftçisiyle, turizm yatırımcısı ve esnafı ile iş birliği içerisinde bütün bunları kolaylıkla hayata geçirebilir.’’

Babacan’ın konuşmasının ardından kongre seçimlerine geçildi ve mevcut İl Başkanı Hasan Berk Çebi, tek liste ile girdiği seçimlerde güven tazeledi.