Sosyal medya son günlerde Leyla Alaton'un paylaştığı Ayasofya Müzesi’ndeki bir balerin fotoğrafı ile çalkalanıyor. Toplumun büyük bir kesimi tarafından eleştiri yağmuruna tutulan fotoğrafta, bir tur şirketinin Ayasofya Müzesi'ne gerçekleştirdiği ziyarette bir kızın müze ortasında sergilediği dans figürü yer alıyor. Müzenin eskiden cami olduğunu belirten vatandaşlar duruma büyük bir tepki gösterirken, olay hakkında harekete geçen Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Gömük, Ayasofya Müze Müdürü Hayrullah Cengiz ve müze yönetimi hakkında ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. 

‘’İNANCA SAYGISIZLIKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL’’

Çekilen fotoğrafın dini ve vicdani değerlere saygısızlık olduğunu belirten Gömük, bu saygısızlığa izin verilmesinin yanlış ve kanunsuz olduğunu dile getirdi. Söz konusu durumun halkı kine ve öfkeye sevk ettiğini de vurgulayan Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Muhammed Gömük, savcılığa verdiği ifadesinde şunları söyledi; ‘’Dört minaresi bulunan, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinin nişanesi olarak camiiye çevrilen, şimdilerde müze olduğu iddia edilse de İslam âleminin gözbebeği olan bir mabede gece yarısı 150 kişilik bir güruhun dalmasına izin verilmesi ve dans olduğu iddia edilen ve hiçbir dini ve turistik değeri olmadığı gibi inanca da saygısızlıktan başka bir şey ifade etmeyen saçmasapan hareketlerin bir kadın tarafından sergilenmesine sessiz kalınmış olması, müdahale edilmemesi, göz yumulması halkta infial meydana gelmiştir. Bahsolunan terbiyesizlikten sonra sosyal medyada atılan binlerce mesaj, medyadaki hararetli tartışmalar ve son birkaç gündür bu nedenle Ayasofya önünde yapılan gösteriler, Ayasofya’daki menfur hareketlerin halkı nasıl da provoke ettiğini ve kutuplaştırıp neredeyse çatıma noktasına getirdiğini göstermektedir.  Bahusus İslami duyarlılığı yüksek kimselerin tepkilerine gayrimüslim (ateist, deisti hristiyan, yahudi vs.) kesimler alaycı ce aşağılayıcı tepkilerle karşılık vermektedir. Sadece twitter.com adlı sosyal medya sistesinde #Ayasofya, #Leylaalaton, #dans gibi hashtaglerde yapılan binlerce paylaşım, mevcut duruma ilişkin tespitimizi teyit etmeye yeterlidir.’’

‘’’MÜZE YÖNETİMİ GÖREVİNİ SAVSAKLAMIŞTIR’’

Kafilenin, normal ziyaret saatleri dışında geldiğinin de altını çizen Gömük, ifadesinde durumu şu sözlerle aktardı; ‘’Söz konusu menfur skandalda müze ziyareti belirtilen saatler içinde gerçekleşmemiş, müze yönetimi kendi koyduğu kuralları toplumu derinden sarsıp sokağa dökecek şekilde kasten çiğnemiştir. Müze yönetiminin müze ziyaretlerini kontrol etmek, gelene gidene mukayyet olmak, muhtemel terbiyesizlikleri engellemek gibi işin doğasından kaynaklanan esaslı bir görevi vardır. Bunun dışındaki görevler fer’idir. Müze yönetimi görevini maksatlı şekilde savsaklamıştır.’’ 

''BU BEYAN YALANDIR''

Ayasofya’nın Atatürk’ün emri ile müzeleştirildiğine dair beyanatları da yalanlayan Gömük, müzenin web sayfasında bulunan bu söylemlerin de gerçeği yansıtmadığını kati bir suretle dile getirdi. Konuyla ilgili kararnamenin sahte olduğunu idda eden Gömük, ‘’Müzenin web sayfasında ‘’Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu'nun Kararı ile 1935 yılında Ayasofya müze olarak kapılarını ziyarete açmıştır.” Denmektedir ki bu beyan yalandır. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun TBMM Tutanaklarına geçen beyanlarından da görüleceği üzere Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesi ile ilgili 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı sahtedir, düzmecedir. Söz konusu kararnamenin sayı numarası yoktur, Resmi Gazete’de ve Türk hukuk külliyatı olan Sicilli Kavanin, Düstur ve Kanunlarımız gibi eserlerde yayınlanmamıştır. Böyle yapılarak M. Kemal Atatürk’ten gizlenmiştir. Zira M. Kemal Atatürk kendisine bu yönde gelen teklifleri çok sert dille reddetmiştir.’’ dedi.

''ATATÜRK'E KARŞI NEFRETİ KAMÇILAYICI BİR HAREKETTİR''

Müze Yönetimi’nin Atatürk’ün ismini kullanarak kendini aklamaya çalıştığını iddia eden Gömük, ifadesinde son olarak şu cümlelere yer verdi; ‘’Velhasılıkelam, Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk tarafından müze yapılmamıştır. Bu tespit toplumun büyük kesimince artık bilinmektedir ve Atatürk’ün imzasının bulunduğu iddia edilen kararnamenin hayali tanzim edildiği, bir başka deyişle resmi evrakta fikri sahtekârlık yapıldığı ayan beyan ortadadır. Yine de kararnamenin sahteliğinin sübutu için uzman incelemesi yaptırılabilir, adli makamların tasarrufundadır. Hâl böyleyken müze yöneticilerinin anasayfadan AYASOFYA’YI ATATÜRK MÜZE YAPTI diye haykırması kesinlikle artniyetli, maksatlı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici, toplumu kutuplaştırıcı, Atatürk’e karşı nefreti kamçılayıcı menfur bir harekettir ve Ayasofya’da bir kadının dans gösterisi yapmasına göz yumulması vakıasıyla örtüşmektedir.’’