CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Çorlu’da halka hitap etti. Düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a adeta meydan okuyan İnce, ‘’Usta adam çıraktan korkar mı? Erdoğan, gel 81 milyon bizi izlesin. İstediğin kanalda, istediğin saatte, istediğin gazeteciler ile birlikte gel benimle ekonomi tartış. Erdoğan, sana sesleniyorum Yüreğin varsa, bilgin varsa, cesaretin varsa çık karşıma.’’ dedi.

20 Haziran 2018 Çarşamba günü partisinin Çorlu’da düzenlediği mitingde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin konuşmasından öne çıkan satırbaşları şu şekilde; 

‘’BEN TEKNOLOJİ DİYORUM O ‘KEK’ DİYOR’’

‘’Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde 16 yeni meslek olacak. Elimizde kullandığımız bilgisayarlar, telefonlar, 1969’da Amerikalılar aya giderken NASA’nın elindeki bilgisayarın tam 10 katı şuanda. Her 1.5 yılda bir bilgisayarın kapasitesi 2 katına çıkıyor. İşte bu değişen, bölgesel savaşların olduğu, enerjisel savaşların olduğu bu dünyada; enerjinin bu kadar hızlı değiştiği bu dünyada ben tasarım diyorum, marka diyorum, teknoloji diyorum, aş, iş diyorum. Arkadaş da geliyor meydanlara ‘kek’ diyor. Türkiye’yi onurlu, başı dik bir hukuk devleti yapacağız diyorum, bağımsız bir yargı diyorum, hak, hukuk, adalet diyorum. O da geliyor meydanlara çay, kek, oralet diyor. 

‘’SENİN DERDİN BAŞKA’’

Dün diyor ki meydanlarda, ‘Muharrem İnce, Ömer Halis Demir’in mezarına gidip Fatiha okuyamaz’ diyor. Ben de fotoğrafını koydum, gittik okuduk. Senin derdin ne Ömer Halis Demir, ne Fatiha. Senin derdin Kur’an-ı Kerim olsaydı, senin derdin Fatiha olsaydı, senin derdin sure olsaydı; ‘Bakara makara’ diyeni tutar kulağından atardın. Senin derdin bu değil. Senin derdin başka. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A HODRİ MEYDAN

Bana diyor ki; ‘Hayrola seçim yaklaştı camilerde görülüyorsun’ diyor. Ben 5 vakit namaz kılan bir adam değilim, ama 15 yaşından beri Cuma namazlarına giden birisiyim. Seçim için gitmiyorum ki, her zaman yaptığım bir iş. 15 yaşımdan beri, 40 senedir. Neredeyse diyecek ki ‘Gelme bizim camiye’. Böyle bir şey olur mu? Sen nasıl Müslümansın? Bir Müslüman, başka bir müslümana böyle konuşur mu? Ayıp, günah değil mi? Ona Çorlu’dan bir kez daha sesleniyorum; Erdoğan kimyanın bozuk olduğunu biliyorum, moralinin bozuk olduğunu biliyorum, anketleri gördüğünde canının sıkıldığını biliyorum. Bak kaldı şurada 3-5 gün. Usta adam çıraktan korkar mı? Erdoğan, gel 81 milyon bizi izlesin. İstediğin kanalda, istediğin saatte, istediğin gazeteciler ile birlikte gel benimle ekonomi tartış. Erdoğan, sana sesleniyorum sana. Yüreğin varsa, bilgin varsa, cesaretin varsa çık karşıma.

MİNİK DENİZ’İN NOTUNU OKUDU

‘Erdoğan 30 miting yaptı, sen 103 miting yaptın. Nasıl dayanıyorsun? Ne kullanıyorsun? Hangi ilacı alıyorsun?’ diye bana soruyorlar. Şimdi size ilacımı okuyacağım;  ‘Cumhurbaşkanım ben Deniz Acar. 3. Sınıfta okuyorum. Bütün mitinglerinizi izledim. Okulumda yapılan İstiklal Marşı yarışmasını birincilikle kazandım. Oradan kazandığım gram altını seçim kampanyanıza destek olmak için size hediye ediyorum. Mutlu yarınlar istiyorum. Savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, yüzler hep gülsün.” Bu benim vitaminim. Bundan büyük vitamin olur mu? Bu mektubu, gram altınla birlikte Çankaya Köşkü’nün müzesine koyacağım. 

‘’O YAZLIK SARAYI ENGELLİ KARDEŞLERİME TESİS EDECEĞİM’’

Erdoğan neden bu milletin sorununu çözemez bunu size anlatayım. 2002’de henüz yeni seçildiğimizde o henüz milletvekili değildi, 2003’ün Mart’ında seçildi. Gelir gelmez dedi ki; ‘Milletvekilleri lojmanlarda oturmayacak’. Herkes ‘Helal olsun, milletvekillerini halkın arasına gönderdi’ dedi. Sonra Keçiören’de bir eve taşındı. Sonra değişti, Keçiören’deki evden Çankaya Köşkü’nü bile beğenmeyerek 1150 odalı saray yaptırdı. O yetmedi, İstanbul’da 5 saray tahsis etti. O da yetmedi, şimdi Marmaris’te 300 odalı yazlık saray yaptırıyor. Ey benim Ak Partili kardeşim, önünde 2 seçenek var. 1 saraylı Erdoğan, 2 milletin evladı Muharrem. Allah’ın izni, milletimin izniyle seçildiğimde o yazlık sarayı kullanmayacağım. Engelli kardeşlerime tahsis edeceğim. 

‘’O YORGUN BİR ADAM’’

Erdoğan’ın beraber yola çıktığı arkadaşları vardı, dostları vardı, partinin kurucuları vardı, ‘kardeş’ dedikleri vardı. Bugün yanında kimse yok. Kime ‘kardeşim’ dediyse bugün yanında yok. Değişti artık bambaşka biri oldu. Bir şey daha söyleyeyim, ‘Rize’nin evladıyım’ diyor. Doğru ama Rize’nin siyah çayını bile beğenmiyor, kilosu 500 liraya beyaz çay içiyor. O artık yorgun, kibirli bir adam. Bu Erdoğan’dan millete hayır gelmez. O millete tepeden bakan bir adam. Oysa ben diyorum ki size, Allah’ın izniyle Cumhurbaşkanı olduğumda nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? 1- Halkını bilen bir Cumhurbaşkanı. 2- Hakkını bilen bir Cumhurbaşkanı. 3- Haddini bilen bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ama aynı zamanda da haddini bilmeyenlere haddini bildiren bir Cumhurbaşkanı olacağım. Yine nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? Onu da söyleyeyim. Ayırmayacağım, kayırmayacağım, savurmayacağım. Kimseyi ayırmayacağım. Benim defterimde Alevi-Sünni, sağcı-solcu, başörtülü-başı açık, Türk-Kürt, AK Partili-CHP’li ayrımı yok. 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım.

‘’ÜLKENİN SOKAKLARINDA KARDEŞLİK TÜRKÜLERİ SÖYLEYECEĞİZ’’

Projem 3 B. 1 - Hemen barışacağız. 2 – Büyüyeceğiz, Türkiye’yi bir hukuk devleti yapacağız. Demokrasimiz büyüyecek. O demokrasi ortamında yatırımlar artacak. Bereket fışkıracak topraklarımızdan, fabrikalarımızın dumanları tütecek, gençlerimiz geleceğe güvenle bakacak. Ve son olarak adil bölüşeceğiz. Yani soğan 5 lirayı geçmişse, yiğit muhtaç olmuşsa kuru soğana; bu ülkede barış olmaz, kardeşlik olmaz. Biz bu ülkenin sokaklarında kardeşlik türkülerini hep birlikte söyleyeceğiz. 

‘’OLAĞANÜSTÜ HALİ 48 SAATTE KALDIRACAĞIM’’

Dün Hatay’da, Antalya’da, bugün Çorlu’da Allah’ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda ilk günden başlayıp 100 günde tamamlayacağım işlerden bahsettim. Yemini ettim, saat tutun kenara yazın. 1 hafta içerisinde başlayacağım. Mesela olağanüstü hali 48 saatte kaldıracağım. Merkez Bankası Başkanı, parti genel merkezlerinde ağırlanmayacak. Merkez Bankası’nın yönetimi bağımsız olacak, oraya siyaset bulaşmayacak. PKK, IŞİD, FETÖ gibi terör örgütleriyle, amansız bir mücadele vereceğiz. 

‘’HER ŞEYİ BİLİYOR AMA ORTADA DİPLOMA YOK’’

Türkiye 2002’de Türkiye Dünya Kupası’nda 3.’ydü. Şuanda dünya kupasına katılamıyoruz, neden biliyor musunuz? Kulüplerin seçimlerine müdahale etti, futbola müdahale etti, her yere burnunu soktu her yere. Futbol da siyasallaştı. Arkadaş her şeyi biliyor ya. Bakın size bir şey anlatacağım, İstanbul’da bir arkadaşım oyunu bana vereceğini söyledi. Neden dedim, ‘Mitinginde birisi bayıldı, Erdoğan’ın mitinginde de birisi bayıldı.’ Ben ‘Doktor arkadaşlar müdahale etsin’ demişim, Erdoğan ise ‘Kafasına su dökün’ demiş. Her şey biliyor adam ya. Doğuştan doktor, jinekolog, mimar, mühendis, her şey biliyor. Ama her şeyi biliyor da ortada diploma yok ne yazık ki. Yandaş yazarlardan biri dedi ki ‘Diploma vardı ama FETÖ’cüler çaldı’ dedi. FETÖ’cüler de açıklama yaptı, ‘Çalmaya gittik ama bulamadık’ dediler. 

‘’TÜM ASKERİ OKULLARI GERİ AÇACAĞIZ’’

Sporda bu PASOLİG uygulaması niye geldi? Çünkü protesto etmesinler diye. PASOLİG uygulamasını hemen kaldıracağız, hemen. Suriye’ye büyük elçi atayacağız, barışacağız ve Suriyelileri davulla, zurnayla memleketlerine göndereceğiz. 40 milyar dolar parayı Suriyelilere harcayacağımıza Çorlululara, Lüleburgazlılara, Keşanlılara, Tonyalılara harcıyacağız. Bağımsız, tarafsız yargı düzeni kuracağız. Hak arama ve özel hayatın gizliliğini güvence altına alacağız. Size söz veriyorum, benim cumhurbaşkanlığımda 100 gün içerisinde hiç kimsenin telefonu dinlenmeyecek. Kanun hükmünde kararnamelerle işten atıldığı halde hakkında dava açılmayanları hemen işine döndüreceğiz. Askeri okullarda FETÖ’cüler var diye askeri okulları kapattılar. Peki hakimlerin 3’te 1’i FETÖ’cü çıktı, o zaman hukuk fakultelerini de mi kapatacağız? 100 gün içerisinde başta Kuleli olmak üzere tüm askeri okulları açacağız.

‘’TRT DEĞİL TAYYİP ERDOĞAN TELEVİZYONU’’

Medya, borazan olmayacak. Dünya Türkiye’deki seçimlerle ilgileniyor. Hatrısayılır 50 ülkenin 50’si de randevu istedi. Hatta şöyle dediler. ‘Ezber bozan bir adam var Türkiye’de’ dediler.  Ama Türkiye’de  medya korkudan görmüyor.  Bu Pazar günü Binali Yıldırım ne olacak? Ben konuşurken yayını kesiyorlar, Binali Yıldırım’ı bağlıyorlar. Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı adayı mı? Utanmıyor musun Türk medyası? Şu TRT var ya. Bu TRT’yi adam edeceğiz. Türkiye Radyo Televizyon değil ‘Tayyip Radyo Televizyonu’. Benim de borozanım olmayacak. Borozana ihtiyacımız yok.

‘’KAMUDA YÜKSELMEK İÇİN LİYAKATE BAKILACAK’’

Kamuda yükselmeyi objektif kriterlere bağlayacağız. Yani birisi müdür olacağı zaman, kaymakam olacağı zaman, genel müdür veya müsteşar olacağı zaman onun kimliği, mezhebi, baş örtülü olup olmamasına asla bakılmayacak. Sadece liyakate bakılacak. 100 gün içerisinde öğretmenlere, polislere, hemşirelere ve din görevlilerine 3.600 ek göstergeyi vereceğiz söz. Ekonomiyi düzenleyen temel kurumların özerkliğini sağlayacağız.’’